Hz. Musa Tur-ı Sina'da

A -
A +

İsrailoğullarından önceki insanlar, gönderilen peygamberlere inananlar ve inkâr edenler diye iki gruba ayrılmışlardı. İnananlar, canı gönülden o peygambere tâbi olup, hiçbir emrine karşı gelmemişler; inanmayanlar ise, o peygambere ve ona inananlara karşı çıkıp, düşman olmuşlar, hatta harp etmişlerdir. Fakat İsrailoğullarının durumları çok daha değişiktir. Bunların ekserisi hem Hazreti Musa'ya inanıp tâbi olmuşlar; hem de itaatte gevşek davranmışlar, bildirdiklerine ve haber verdiklerine şüphe ve tereddüt gözüyle bakmışlardır. Musa aleyhisselâm, peygamber olarak gelmeden önce, Firavun ve kavmi İsrailoğullarına zulmederlerdi. Onun peygamberliğinden sonra, Firavun ve yakınlarının zulümleri daha da artmıştı. İsrailoğulları, hem Hazreti Musa'ya inanıp kabul etmişler; hem de, "Senin peygamberliğinin ne faydasını gördük ki?" der gibi serzenişte bulunmuşlardı. Ayrıca; beraberce yola çıkıp, deniz kenarına geldiklerinde, arkalarından Firavun ile ordusunun geldiğini görünce de, Hazreti Musa'nın, Allahü teâlânın kendilerini kurtaracağını vadettiğini bildirmesine, bu hususta endişe etmemeleri icap ettiği hususunda kendilerine teminat vermesine rağmen, "Sen peygamber olarak gelmeden önce de eziyet görürdük. Sonra daha çok gördük. Şimdi ise Firavun'un askerleri elinde helâk olacağız!" demişlerdi. Tîh sahrasında Allahü teâlâ kendilerine gökten rızık indirdi. İsrailoğulları, buna da nankörlük yaptılar. Musa aleyhisselâm, Cebrail aleyhisselamın kılavuzluğunda Tûr Dağına gitti. Tûr Dağının eteğine geldiğinde, Hak teâlânın emriyle otuz gün oruç tuttu. Bundan sonra Hazreti Musa, dağın tepesine doğru çıkarken, kendi ağız kokusunu beğenmedi. Bunu gidermek için, dişlerini misvakladı. Melekler dediler ki: - Biz senin ağzından misk kokusu duyuyorduk. Şimdi sen o kokuyu değiştirdin. Bunun üzerine Allahü teâlâ ona, on gün daha oruç tutmasını bildirerek buyurdu ki: - Sen bilmez misin ki, oruç tutanın ağzının kokusu, benim katımda misk kokusundan daha güzeldir. Musa aleyhisselâm, on gün daha oruç tuttu. Sonra dağın yüksek yerine çıktı. Hak teâlânın emri ile, Musa aleyhisselâmın bulunduğu yerin etrafında geniş bir çevreden, yazıcı melekler dahil, ne kadar canlı mahlûk varsa, Cebrail aleyhisselâm hariç, hepsi uzaklaştırıldı. Orada, Musa aleyhisselâm, zamansız ve cihetsiz olarak Allahü teâlâ ile konuştu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.