Bilindiği gibi o zamanda sihir meşhur idi. Firavun, insanların Hazreti Musa'yı tasdik etmelerine mâni olmak için, hemen sihri ileri sürdü. Onu tasdik etmesinler diye, Hazreti Musa'nın gösterdiği mucizeler için; "Bu sihirdir. Bu sihri çok iyi bilir" diyerek, insanları aldatmaya çalıştı. Ayrıca; Hazreti Musa için, "Bu, sihri ile sizi Mısır'dan çıkarmak istiyor!" demekle de, insanları tahrik edip galeyana getirmeye gayret etti. Bunun üzerine, Firavun'un yanında bulunanlar şöyle dediler: - Musa'yı ve kardeşi Harun'u hemen öldürme, az bekle. İdarende bulunan bütün şehirlere de toplayıcı adamlar gönder ki, sanatında mahir olan bütün sihirbazları getirsinler. Firavun bu teklifi yerinde buldu. Hazreti Musa'ya dedi ki: - Ey Musa, sen sihrinle bizi yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin? Şimdi biz de sana, senin sihrin gibi bir sihirle karşılık vereceğiz. Karşına aynı güçte bir sihirle duracağız. Şimdi sen kendinle bizim aramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et ki, ne senin, ne de bizim caymayacağımız, mutlaka geleceğimiz geniş bir yer olsun. Çarşılarda, yollarda tellâllar dolaştırılarak, insanların belirtilen gün ve saatte, bildirilen yerde bulunmaları söylendi. İnsanlar geldiler. Firavun'un, herkesin toplanmasını emretmesi, sihirbazlarının Hazreti Musa'ya mutlaka galip geleceklerini zannetmesi sebebiyledir. Çünkü o, sihirbazlarına ziyadesiyle güvendiğinden, onların kesin ve mutlaka galip geleceklerine inanıyordu. Herkese karşı rezil düşeceği, saltanatının sona ereceği ve enkazının kıyamete kadar, âleme ibret olacağı aklının köşesinden hiç geçmiyordu. Tayin edilen günün belli vaktinde sihirbazlar toplandı. Toplanan Mısır halkına da denildi ki: "Bu hâli, yani Musa ve Harun (aleyhimesselâm) ile sihirbazların fiillerini, yaptıklarını seyretmek için toplandınız mı?" Bütün sihirbazlar, başta öğretmenleri olmak üzere Firavun'un yanına geldiklerinde, Firavun, öğretmenleri olan başsihirbaza sordu: "Onlara, yani yanında bulunan diğer sihirbazlara ne yaptın, ne öğrettin?" Başsihirbaz da, onlara sihrin bütün inceliklerini öğretmeye çalıştığını, bu hususta çok büyük gayret sarfettiğini bildirdi. Ayrıca şöyle dedi: - Onlara çok sayıda büyük sihirler öğrettim. İlâhî bir müdahale olmadıkça, yeryüzünün sihirbazları bunlarla boy ölçüşemez. Ama semavî bir emir olursa, elbette ki, kulun gücü haricindedir, ona karşı durulmaz.