Bir gün Hazreti Ömer Medîne-i münevverede gidiyordu. Bir ihtiyâr kadın yol kenârında durmuş idi. Bir başka kadın ona dedi ki: İçeri gir, emîr-ül mü'minîn Ömer gidiyor. Acûze "ihtiyâr" kadın, başını dışarı çıkarıp dedi ki: Kimdir, emîr-ül mü'minîn. Bir merd idi ki, ona dün Ömer derler idi. Bugün emîr-ül mü'minîn mi oldu? Hazreti Ömer o sözü işitti. Geri döndü, dedi ki: Ömer'i Ömer'e gösteren o kadın kimdir. Ömer'in kendini tanımasına, anlamasına sebeb oldu. Ondan sonra her gün o acûzenin (ihtiyâr kadının) kapısına gelirdi ve derdi ki: Atılacak çöpün var ise atayım, hizmetin var ise göreyim. Destin boş ise ver, su getireyim. Zîrâ Ömer'i senden gayri kimse tanımadı... Hazreti Ömer bir gece yine Medîne-i münevverede geziyordu. Bir kadın evi içinde kızına dedi ki: Kızım bir miktar su getir, sütün içine kat. Kızı dedi ki: Emîr-ül mü'minîn nidâ ettirmedi mi, süte su katmayınız. Kadın dedi ki: O şimdi burada değildir. Kız dedi ki: Ömer burada değil ise, Rabbi görüyor!.. Hazreti Ömer onun sözünü işitti. Geldi, oğluna dedi ki: Senin için bir kız buldum. Onu sana alayım. Ertesi gün o kadının kapısına geldi. Dedi ki: Kızını benim oğluma ver. Kadın dedi ki: Bende o cür'et yoktur ki, bunu kalbimden geçireyim. Hazreti Ömer buyurdu ki: Ben o kızdan işittim söylediği o sözü ki hoşuma gitti. O kızı kendi oğlu Âsım hazretlerine aldı. Abdül'azîz o kızın evlâdından oldu. Abdül'azîzden emîr-ül mü'minîn Ömer bin Abdül'azîz hazretleri vücûda geldi. Onun hilâfeti zamanında kurt koyun ile gezerdi. Hazreti Ömer bir gece şehri gezerken bir evden çeşitli sesler işitti. Hemen dama çıktı. Damdan o eve girdi. Gördü ki, bir kişi bir kadın ile oturmuş. Orta yerde de şarap var. Hazreti Ömer; bu kadar günâhın cezâsını çekmeyeceğini mi zan ediyorsunuz, dedi! O kişi dedi ki: Yâ Emîr-el mü'minîn! Ben bir günâh işledim ise, sen dört günâh işledin. Birincisi, Allahü teâlâ buyurdu ki, "Evlere kapılarından giriniz" sen damdan girdin. İkincisi, Allahü teâlâ buyurdu ki: "Evlerinizden gayrî evlere izin alıp, ehli üzerine selâm vermeyince girmeyiniz." Sen fermân dinlemeden girdin. Üçüncüsü; Allahü teâlâ buyurur: "Tecessüs etmeyiniz." Sen tecessüs ettin. Dördüncüsü; Allahü teâlâ buyurur, "Sû-i zân etmekten sakınınız." Sen sû-i zan ettin!.. Bu sözler gönlüne çok tesîr etti. Pişmân oldu. Onun keffâretine bir köle âzâd etti. Hazreti Ömer'in adâleti ve siyâseti bereketi ile, o kişi de tövbe edip, iyiler zümresinden oldu.