İb­lis­ten kur­tul­ma­nın yo­lu!

A -
A +

­lim bir zât ta­le­be­si­ne, "Şey­tan se­ni kö­tü­lü­ğe dü­şür­mek is­te­di­ği za­man ne ya­par­sın?" di­ye sor­du. O da, "O­nun­la mücâ­de­le e­der, o­na kar­şı du­ru­rum" de­di. Ho­ca­sı tek­rar, "Şey­tan tek­rar dö­nüp ge­lir, se­ni günâ­ha sok­mak is­ter­se ne ya­par­sın?" di­ye so­run­ca ta­le­be, "O­na kar­şı du­rur, de­di­ği­ni yap­ma­ma­ya ça­lı­şı­rım" de­di. Ho­ca­sı bir­kaç de­fa ay­nı so­ru­yu tek­rar­la­yın­ca, ta­le­be hep, mücâ­de­le e­de­rim, de­di. ­Bu­nun ü­ze­ri­ne ho­ca­sı, "Se­nin bu i­şin çok u­zun sü­rer. Sen bir ko­yun sü­rü­sü­nün ya­nın­dan ge­çer­ken, o sü­rü­nün kö­pe­ği sa­na hav­la­sa ve­ya o­ra­dan geç­me­ne mâ­ni ol­sa, bu du­rum­da ne ya­par­sın?" Taş a­tıp u­zak­laş­tı­rı­rım, de­di. Ho­ca­sı bu­yur­du ki: "Sen o sü­rü­nün sâ­hi­bi­ne ses­le­nip yar­dım is­te­sen, o kö­pe­ğin za­ra­rın­dan ko­lay­ca kur­tul­muş o­lur­sun." Yanî, Al­la­hü teâlâ­dan şey­ta­na kar­şı yar­dım is­ter, O'na sı­ğı­nır­san, du­a e­der­sen, o­nun al­dat­ma­sın­dan ko­ru­nur­sun. ­Çok bil­mi­şin bi­ri, şey­ta­nı gör­mek is­ter­miş. Bir ev­li­ya­ya yal­var­mış. Ev­li­ya da, "Şey­tan­dan in­sa­na fay­da gel­mez" de­miş­se de, a­dam çok yal­var­mış. Ni­ha­yet du­a­sı ka­bul o­lup şey­ta­nı gör­müş. Şey­tan, bu­nu gö­rün­ce, "Se­ni bir vu­ruş­ta öl­dü­rür­düm. An­cak öm­rü­ne da­ha kırk yıl var" de­miş. Bu­nu i­şi­ten a­dam, "Yir­mi yıl gü­nah iş­le­rim. Son­ra tev­be e­der, ka­lan yir­mi yı­lı da i­ba­det­le ge­çi­ri­rim" de­miş. Fa­kat, yir­mi yıl ya­şa­ma­dan gü­nah­lar i­çin­de öl­müş. İs­lam bü­yük­le­ri bu­yu­ru­yor ki: Ze­hir­le şa­ka ol­maz. A­zı­cık ze­hir­den ne za­rar ge­lir den­mez. Ya­hut e­li­mi bir de­fa yı­la­nın ve­ya as­la­nın ağ­zı­na koy­sam, a­ca­ba bir za­ra­rı o­lur mu de­mek ah­mak­lık o­lur. As­lan, in­sa­nın ca­nı­nı a­lır. Şey­tan ve yol­daş­la­rı i­se, in­sa­nın son­suz ö­lü­mü­ne se­bep o­lur­lar. ­Şey­tan in­sa­na dur­ma­dan ves­ve­se ve­rir. Îmân ve ibâ­det ko­nu­sun­da ves­ve­se ve­rir. Böy­le ves­ve­se ol­du­ğun­da, şey­ta­nın o­yu­nu­na gel­me­me­li­dir. Dî­nin hük­mü­nü bi­len kim­se­ye şey­tan ko­lay ko­lay ves­ve­se ve­re­mez. Kur'an­-ı ke­rim­de bu­yu­ru­lu­yor ki: "Ey i­man e­den­ler, şey­ta­nın yo­lu­na (ve ves­ve­se­le­ri­ne) uy­ma­yın." (Be­ka­ra 208) "Şey­ta­nın i­zi­ne, yo­lu­na tâ­bi ol­ma­yın. Mu­hak­kak ki, o si­ze a­pa­çık bir düş­man­dır. Şey­tan si­ze an­cak kö­tü­lü­ğü, fah­şa­yı (hayâ­sız­lı­ğı, dün­ya­ya düş­kün ol­ma­yı, nef­sin ar­zu­la­rı­nın pe­şin­de koş­ma­yı) em­re­der" (Be­ka­ra 168-169) > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.