Ebu Abdullah el-Antakî hazretleri buyurdu ki: "Allahü teala kıyamet gününde, yaptığını ihlasla, yapmayan kimseye, 'Kimin için yaptıysan git amelinin sevabını ondan al! Dünyada iken ilim ve amelinden dolayı insanlar sana toplantılarda yer vermediler mi? Sen onlara reis olmadın mı? Alış-verişinde kolaylık göstermediler mi? Sana çeşitli ikramlarla bulunmadılar mı?' buyuracak. Böylece dünyada gördüğü mükâfatları bir bir sayacak ve âhirette riyakârlara verilecek bir mükâfat olmadığını bildirecektir" İhlasla yapılmayan her şey yalandır, dünyada kalacak. Zaten dünyanın kendisi hayaldir, yalandır. Büyüklerden bir zat sohbetini bitirmiş, en son demiş ki talebelerine: Şimdi size bir yalan söyleyeceğim. Talebeler böyle bir şey duymadıkları için sormuşlar. Efendim anlayamadık. Tekrar, şimdi size bir yalan söyleyeceğim demiş. Eğer yalanım sonradan meydana çıksaydı günaha girerdim. Ama ben yalanı peşinen söylüyorum. Talebeler dikkatle dinliyorlar. Buyuruyor ki, şu anda kapıdan içeri falanca girecek. Talebelerin hepsi birden kapıya bakıyorlar gelen giden yok. O zat devam ediyor: Ben size peşinen yalan söyleyeceğim dedim, siz yine de kapıya yöneldiniz. Dilimizde tüy bitti diyor. Bütün kitaplar yazıyor. Bu dünya yalandır diye. Siz hâlâ dünyanın peşinde koşuyorsunuz. Yalanın peşinde koşuyorsunuz. İşte insanın nefsi bu. İşte şeytanın aldatması bu. Adamı rüya peşinde, hayal peşinde koşturur. İhlâs elde etmenin, ihlâsı düzeltmenin bir tek yolu vardır; o da sohbettir. Sohbet demek, illa bir şeyler dinlemek, bir şeyler öğrenmek demek değildir. Sohbet; beraber olmak demektir. Sohbetin esası kalb ilmidir, beyin ilmi değildir. Bilgi akıtmak değil, feyz akıtmaktır. Feyz, kalpten kalbe intikâl eder. Konuşmakla değil, sevgi ve muhabbetle akar. Büyüklerin, Allah adamlarının isimleri anıldığı yere rahmet yağar, hem de kalbe feyz akar. İki müslüman bir araya gelse, muhakkak kalpten kalbe feyz akar. Dolayısıyla, ihlâsın kaynağı, ihlaslılarla beraber olmaktadır. İhlâslı olmak demek; konuşmasında, oturmasında, yemesinde, içmesinde, herhangi bir dünyevî menfaati olmamak demektir. > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr