"İhsân edicileri sever!"

A -
A +

İmâm-ı Begavî buyuruyor ki: Allahü teâlâ, Âl-i İmrân sûresi 134'üncü âyet-i kerîmesinde meâlen "O kimseler ki infâk ederler, sürûr ve sıkıntılı hâllerinde" buyurdu. Her zaman, mübârek eli sehâvetten, cömertlikten ve fakîrlere yardımdan geri kalmayan, Ebû Bekr-i Sıddîk içindir. "Gadablarını içine atanlar" meâlindeki âyet-i kerîmede kastedilen o kimseler, asla kendi nefsi için gadablanmayan, kızacağı zaman kendini tutanlardır. Ömer ibnül Hattâb ki, kendisi için gadaba gelmezdi. Geldiği takdîrde gadabını tutardı. Bu âyet-i kerîme Hazreti Ömer içindir. "İnsanları affederler" meâlindeki âyet-i kerîmede buyurulan o kimselerdir ki, intikâma kâdir oldukları hâlde insanları affederler. Ya'ni Hazreti Osmân bin Affân ki, dâimâ suçluları hatâ ve sehv etseler de affeder, onlara ikrâmda bulunurdu. Bu âyet-i kerîme Hazreti Osmân içindir. "Allahü teâlâ, ihsân edicileri sever" meâlindeki âyet-i kerîme, Aliyyül Mürtedâ içindir. Hazreti Resûl-ü Hüdâ Muhammed Mustafâ ve Çihâr yâr-i güzîn, şu âyet-i kerîmeleri dualarında okurlardı. Resûl-i ekrem Efendimiz, meâl-i şerîfi, "Yâ Rabbî! Mahlûkâtı boş yere, bâtıl yaratmadın. Seni tenzîh ederim. Bizi Cehennem azâbından koru" olan Âl-i İmrân sûresi 191'inci âyet-i kerîmesini okurdu. Ebû Bekr-i Sıddîk, meâl-i şerîfi, "Yâ Rabbî! Cehennem'e attığın kimseyi çok zelîl edersin. Kâfirlerin yardımcıları yoktur" olan Âl-i İmrân sûresi 192'nci âyet-i kerîmesini okurdu. Hazreti Ömer-ül Fârûk, meâl-i şerîfi, "Yâ Rabbî! İnsanları îmâna çağıran bir münâdî işittik, îmân ettik" olan, Âl-i İmrân sûresi 193'üncü âyet-i kerîmesini okurdu. Hazreti Osmân, meâl-i şerîfi, "Yâ Rabbî! Günâhlarımızı mağfiret et. Rûhlarımızı, sâlihlerin rûhları ile berâber et" olan, Âl-i İmrân sûresi 193'üncü âyet-i kerîmesinin devamını okurdu. Hazreti Aliyyül Mürtedâ, meâl-i şerîfi, "Yâ Rabbî! Resûllerin lisânı üzere bize vadettiğin sevâbı ver. Kıyâmet günü bizi rüsvay eyleme. Elbette sen vadinden dönmezsin" olan, Âl-i İmrân sûresi 194'üncü âyet-i kerîmesini okurdu. Allahü teâlâ, Çihâr yâr-i güzîn hakkında; Âl-i İmrân sûresi 200'üncü âyet-i kerîmesinde meâlen: "Ey îmân edenler! Sabrediniz!" buyurdu. Ya'ni, îmân getirmiş o kimselersiniz ki, Hazreti Ebû Bekir'in dostluğunda sabrediniz, demektir. "Sabredici olunuz!"Ya'ni Hazreti Ömer'in dostluğunda, kâfirler ile gazâda sabrlı olunuz, demektir. "Rabtedici olunuz!"Ya'ni Hazreti Osman'ın dostluğunda sebât ediniz, demektir. "Allahü teâlâdan korkup, sakınınız. Ümit edilir ki, felâh bulursunuz!" Ya'ni, Hazreti Aliyyül Mürtedâ'nın dostluğunda, Allahü teâlâdan korkunuz ki, felâh bulasınız, demektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.