İki kıymetli dost

A -
A +

Bilâl-i Habeşî hazretleri, Müslüman olmadan önce, Mekke müşriklerinin ileri gelenlerinden Ümeyye'nin kölesi idi. O zamanlar, her yerde olduğu gibi, Arabistan'da da korkunç bir câhiliyet vardı. İçki, kumar, zinâ, hırsızlık, zayıfları ezme, zulüm ve ahlâksızlık nâmına ne varsa hepsi yapılıyordu. Güçlü kimseler, zayıf kimseleri köle olarak kullanıyorlardı. İşte bu kölelerden birisi de, Bilâl-i Habeşî idi. Fakat bunun diğerlerinden farklı bir hâli vardı. Son derece mert ve dürüst idi. Bunun için Ümeyye, bunu kervanının başını koyar, mallarını bunun vâsıtasıyla uzak yerlere gönderirdi. Bilâl-i Habeşî hazretlerinin diğer bir özelliği de, sesinin çok güzel olmasıydı. Bunun için düğün ve şenliklerde aranan bir kimseydi. Onun bu özelliklerini bilen sâhibi Ümeyye, ona diğer kölelerden ayrı muâmele yapardı. Sanki köle değil hür bir insan gibi yaşardı. Bilâl-i Habeşî yine bir gün, bir kervanla Şam'a gitmişti. Bu kervanda, Hazret-i Ebû Bekir de vardı. İkisi arasındaki dostluk bu yolculukta meydana gelmişti. Bu sırada Mekkelilerin tek gelir kaynağı ticâretti. İslâm güneşinin doğmasına ve âlemi aydınlatmasına çok az bir zaman varken, işte bu yolculuk yapılmıştı. Hazret-i Ebû Bekir bu yolculukta gördüğü bir rüyâ sebebiyle sefer dönüşü îmân nûru ile şereflenmişti. Bir gece yarısı Bilâl-i Habeşî hazretlerinin kapısı çalındı. Uyandığında, kapıdan "Bilâl! Bilâl!" diye fısıldayan bir ses duydu. Karanlıkta korkuyla sesin geldiği tarafa yöneldi. Ona yaklaşıp, "Sen kimsin?" diye sordu. "Ben Ebû Bekir. Sabahı beklemeden, sâhibin duymadan bir şey söylemem lâzımdı, onun için geldim. Yâ Bilâl! Bu ümmetin peygamberi geldi." Kimdir, ya Eba Bekir!" " Ebü'l-Kâsım." "Peki peygamber olduğunu nasıl anladın?" Bunun üzerine Hazret-i Ebû Bekir şöyle cevap verdi: Şam yolculuğunda gördüğüm rüyâyı anlattıktan sonra kendisine, "Yâ Ebe'l Kâsım, sen Allahın Resûlü olduğunu söylüyor, îmâna davet ediyormuşsun, öyle mi?" diye sordum. O da, "Evet yâ Ebâ Bekir! Rabbim insanlara müjdeleyici ve korkutucu olarak, Hazret-i İbrâhim'i gönderdiği gibi beni de bütün insanlara peygamber olarak gönderdi" dedi. Ben de, "Sen bugüne kadar yalan söylemedin. İnanıyorum ki sen Allahın Resûlüsün" deyip huzûrunda Müslüman oldum. Senin de Müslüman olmanı, ebedî saâdete kavuşmanı istiyorum, Hazret-i Ebû Bekir'in bu cevâbı üzerine, onu yakînen tanıyan, samîmiyetinden hiç şüphesi olmayan Bilâl-i Habeşî hazretleri, Kelime-i şehâdeti getirip Müslüman oldu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.