Hazreti Musa, peygamberlik vazifesi gibi büyük bir mes'uliyetin kendisine verilmesinin heyecanı ile Mısır'a doğru yol alıyordu. Yolu da Allahü teâlânın yardımı ile çok kolay buluyordu. Bir an önce Hazreti Harun'u bulup, tebliğe başlamaya can atıyordu. Allahü teâlâ vahyedip; "Korkma ve sabırsızlanma!" buyurdu. Diğer taraftan, o sırada Mısır'da bulunan Hazreti Harun'a da vahiy geldi. Allahü teâlâ ona; Hazreti Musa'nın gelmekte olduğunu, ona ve kendisine peygamberlik verdiğini, onu (Harun'u) Hazreti Musa'ya vezir, yardımcı yaptığını haber verdi ve buyurdu ki: - Zilhicce ayının evvelinde, Cumartesi günü, habersizce, Nil nehri kenarına Musa'yı karşılamaya git! Harun aleyhisselâm, bildirilen zamanda gitti. Biraz sonra Hazreti Musa ve yanındakiler çıkageldi. İki kardeş güneş doğmadan önce, Nil nehri kenarında karşılaştılar. Uzun müddet ayrılıktan sonra karşılaşan bu iki büyük peygamber ve iki kıymetli kardeş, kucaklaşıp, birbirlerinin boynuna sarıldılar. Uzun süren hasretlerini giderdiler. Başka bir rivayette ise iki yüce peygamberin buluşması şöyle anlatılmaktadır: Musa aleyhisselam Tuva Vadisinden ayrıldıktan sonra, Mısır'a doğru yol alıyordu. Av etinden ve yer bakliyatından yararlanıyordu. Gündüzleri oruç tutuyor, geceleri ibadet ediyordu. Nihayet Mısır'a annesinin evine vardı. Ev halkı kendisini tanımadı. Yemek yeneceği sırada Harun aleyhisselam geldi. Annesine bunun kim olduğunu sordu. O da misafir dedi. Bunun üzerine Musa aleyhisselamı sofraya davet etti. Yemekten sonra Musa aleyhisselama kim olduğunu sordu. "Ben Musa'yım deyince hemen kucaklaştılar ve hasret giderdiler. Zaten Harun aleyhisselama da Musa aleyhisselamın gelmekte olduğu haber verilmişti. Hazreti Musa, Mısır'da kardeşi Hazreti Harun ile buluştuktan sonra, Allahü teâlânın emri tekrar geldi: - Firavun'a gidin! Çünkü o hakikaten azdı. Gidin, ona yumuşak söyleyin! Olur ki dinler ve düşünür veya Allah'tan korkar. Ona; "Biz, âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlânın peygamberiyiz" deyin! - Ey Rabbimiz, doğrusu biz, onun bize aşırı gitmesinden veyahut azgınlığının artmasından endişe ediyoruz. - Endişe etmeyin, çünkü ben sizinle beraberim. Ben herşeyi işitir ve görürüm.