"İlim Çin'de de olsa alınız!"

A -
A +

Pazartesi günü okullar açılıyor. Eğitim ile ilgili tartışmalar yine yoğunlaşacak. Her eğitim döneminde tartışmaların yaşanması eğitim sistemimizin tam oturmadığı, bir yerlerde bazı eksikliklerin olduğunu gösterir. Bu eksikliklerin de, eğitimde başarıyı yakalamış, sistemini oturtmuş modellerden istifade ederek tamamlamak gerekir. İlim nerede, kimde olursa olsun, ilimdir bundan istifade etmek gerekir. Peygamber efendimizin, "İlim Çinde de olsa alınız!" emrinde de buna işaret vardır. Bu vesile ile, ABD'nin başarıyı yakalamış eğitim sisteminin temel ilkelerini, değerli araştırmacı yazar Ayşe Göktürk Tunceroğlu'nun, Babıali Kültür Yayıncılığı tarafından basılan "Amerika Amerika" kitabından özetliyerek eğitimcilere, velilere ve öğrencilere sunmak istiyorum. Hep, dilimizi öğretemedik, ezbercilikten kurtulamadık, çocuklarımızı hayata hazırlayamadık, devletimizi. milletimizi tam sevdiremedik... gibi konulardan şikayet eder dururuz. İşte bunların nasıl sağlandığının cevabı: ABD'de okullarda eğitimin gayesi çocuğun "Amerikalı" olarak yetişmesidir. Okula giren her çocuğa "Amerikalılık" sıfatları yavaş, yavaş, sevdire sevdire, büyük bir maharetle giydirilir. Eğitim hayatının prensipleri hep bu "Amerikalı"yı gerçekleştirecek şekilde düzenlenmiştir. Amerika'da, okullarda herşeyden önce çocuklara dört dörtlük dil öğretilir. Öğretmenler "Dilimizi bu sıralarda öğretemezsek bir daha hiçbir yerde öğretemeyiz." düşüncesinde hem fikirdirler. İlköğretimde dilbilgisi kuralları, doğru okuma, doğru yazma, kelime hazinesini zenginleştirme ve el yazısı ile başlayan dil eğitimi orta öğ?retimde derinleşir. Her ay şiir, deneme, makale yazma ödev?leri vardır. Noktalama işaretlerine ne kadar önem verdiklerini görüp şaşarsınız. Noktanın, virgülün, noktalı virgülün nerelere konacağı anayasa maddesi gibi kesindir, her hata puan götürür. Lisede dört sene boyunca, her dönem alınması gereken sadece iki ders vardır: İngiliz dili ve Edebiyatı ile Jimnastik.Bu ikisini her sene almayan öğrenci liseyi bitiremez. Ayrıca Amerika'da okul, çocuğu hayata hazırlar.Üniversite, behemahal girilmesi gereken bir kapı, tek hedef değildir. Lise öğrencisi üniversiteye gerçekten gitmek isteyip istemediğini, kabiliyetlerini düşünür, dört yıl boyunca ödeyeceği öğrenim parasını hesap eder. Bu durumda, genellikle, üniversitelere ya gerçekten çok başarılı, idealist, iddialı öğrenciler devam ediyor ve okullar, çeştli kurumlar onlara burs veriyor; ya da ailesi çok zengin olup, zevk için, kültür olsun diye okuyanlar gidiyor. Böylece mezuniyetten sonra birinci gruptakiler işsiz kalmıyor, şirketler böyle üstün başarılı öğrencilere hemen kapıla?rını açıyor; ikinci gruptakiler de zaten bir an önce işe girip para kazanma telâşında olmuyorlar. Genç, üniversiteyi bitirdiği halde garsonluk yapma ihtimali varsa üniversiteye değil, hemen garsonluğa başlıyor. Amerika, hangi iş olursa olsun çalışmanın ayıp olmadığı, çalışanın kazandığı bir ülke. Lise öğrencisi olup da ücretli işler yaparak para kazanmayan, babasının vereceği harçlığı bekleyen genç azdır. Öğrencilerin çalışması okul tarafından teşvik edilir, kolaylıklar sağlanır. Amerikalı çocuk rahattır, ama hazırcı değildir. Küçük yaşlar?dan itibaren ona kendi ayaklan üzerinde durmak öğretilir, kü?çük yaşlardan itibaren "adam" yerine konur. Onyedi yaşındaki genç arabası olsun ister, ama babam alsın diye beklemez. Benzin pompalar, garsonluk, kasiyerlik yapar, kazandığı para ile elden düşme bir araba tedarik eder. (Bu konuya yarın da devam edeceğiz inşaallah) ------- Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.mehmetoruc.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.