İslam büyükleri, çok konuşan yerli yersiz başkalarına bir şeyler anlatan kimselere pek iyi gözle bakmazlardı. İbrahim Nehaî hazretleri, yalan yanlış kıssa anlatılmsanı iyi bulmazdı. Derdi ki: "Emîr'ül-Mü'minin Ali radıyallahü anh, Küfe mescidine girdiği zaman, bir adamın insanlara birtakım şeyler anlatmakta olduğunu görmüş ve 'Bu nedir?' diye sormuş. 'Bir adam, konuşuyor' demişler. O da: Bu adam, ben falancayım, beni tanıyın, demek istiyor" buyurmuş. Vüheyb bin el-Verd buyurdu ki: "Eğer ilim sahipleri ilimlerinin gereğini yaşamadıkları zaman insanlara "Bizden lüzumlu bilgileri alınız. Fakat, iyi amelleri terk etme hususunda bize uymayınız" demiş olsalardı, hem kendileri hem de halk için hayırlı olurdu. Fakat onlar işi karıştırıyorlar. Aynı zamanda iyi amel sahibi olduklarını ileri sürdükleri için, iyi olmayan işlerinde de halkın kendilerini taklit etmesine sebep oluyorlar." Süleyman Dârâni buyurdu ki: "Bir âlim ile münazara yaptığın zaman onun kızdığını görürsen, ondan korkma. Çünkü o, manevî kazançlar için gerekli olan sermayesini kaybetmiş demektir." Abdullah bin Ömer, zamanının âlimlerine hitaben derdi ki: "Sizler, cidden ilmin kıymetini azalttınız, şanını küçülttünüz! Eğer babam (Hazreti Ömer) sağ olsaydı da, benim gibisinin sizlere hadîs naklettiğini görseydi, herhalde beni ve sizleri kamçısı ile döverdi!" İlmi ile övünmek, ilmi üstünlük vasıtası yapmak çok tehlikelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: "Bir kavim çıkar, Kur'an okuyup 'Kim bizden daha iyi bilir? Kim, bizden daha fazla fıkıh bilgisine sahiptir?' der. İşte bunlar, Cehennem yakıtıdır." "Vallahi bir zaman gelecek, insanlar Kur'anı öğrenecek ve okuyacaklar. Sonra, 'Biz okuduk, öğrendik. Bizden hayırlı daha kim var?' diyecekler. İşte onlar Cehennem odunudur." "Allah rızasından başka maksat için ilim öğrenen veya ilmini dünya menfaatine alet eden, Cehennemdeki yerine hazırlansın!" Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr