Îmân için öğrenilmesi zaruri bilgiler -1-

A -
A +

Her işte bir öncelik sırası vardır. Bu sıraya dikkat edilmezse daha sonra yapılanlar faydasız olur, bir işe yaramaz. Bunun için bir Müslümanın öncelikleri iyi bilmesi gerekir. Cenâb-ı Hak, bir insanın, önce îmân etmesini istiyor. Tabiî ki, bu îmânın da şartlarına uygun olması lâzım. Doğru, düzgün bir i'tikâda yani Ehl-i sünnet inancına sahip olduktan sonra, dinin yasak ettiği şeylerden kaçınıp, dinin emrettiği şeyleri yapmak lâzımdır. Her Müslümanın, çocuğuna Âmentüyü ezberletmesi ve mânâsını öğretmesi lâzımdır. Âkıl bâliğ olunca îmanı, İslâmı bilmeyen kimse, Müslüman olmaz. Ben Müslümanım demekle, Müslüman olmaz. Çocuklarına îmanı, islâmı öğretmeyen analar babalar, çocuklarını Müslüman olmaktan mahrum etmiş, kâfir olmalarına sebep olmuş olurlar. Çocukları ile birlikte, kendileri de Cehennemde bunun cezâsını, azâbını çekerler. Her Müslüman öncelikli olarak, "Âmentü billâhi ve melâiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil-âhiri ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel-ba'sü ba'delmevti hakkun, eşhedü en lâilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü" diye bildirilen Âmentünün esaslarını ezberlemesi ve kısaca mânâsını iyice öğrenmesi lâzımdır. İmanın altı şartı şunlardır: 1- Allahü teâlânın varlığına ve birliğine inanmak. 2- Meleklerine inanmak. 3- Allahü teâlânın indirdiği kitaplarına inanmak. 4- Allahü teâlânın Peygamberlerine inanmak. 5- Âhiret gününe inanmak. 6- Kadere, yâni hayır ve şerlerin (iyilik ve kötülüklerin) Allahü teâlâdan olduğuna inanmak. Bir Müslüman, bu altı şarta inanıp mânâlarını yani Amentünün, bu altı şartında bildirilen şeyler hakkında, zarûrî olarak bilinmesi gereken şeyleri de, kısaca bilmesi ile imanı tamam olur. Meselâ Amentünün birinci şartı, Allahın varlığına, birliğine inanmaktır. Fakat, Cenâb-ı Hakkın mekândan münezzeh, ya'nî mekânsız olduğunu bilmeyen bir kimse, bugün çok kimsenin yaptığı gibi, Allahü teâlâyı gökte bilip, konuşmalarında, "Sen bu işi, ne kadar gizli yaparsan yap, Allah seni gökte görüyor" derse veya duâ ederken, Allahın gökte olduğunu zannedip, başını kaldırıp gökyüzüne bakarsa, küfre düşmüş, yanî dinden çıkmış olur. İmanın birinci şartı: Allahü teâlâya inanmaktır. Amentüdeki, Amentü billâhi, demek, Allahü teâlânın varlığına ve birliğine inandım, îmân ettim, demektir. Allahü teâlâ vardır ve birdir. Ortağı ve benzeri yoktur. Mekândan münezzehtir, yanî bir yerde değildir. Ayrıca Allahü teâlânın sıfatlarını da bilmek şarttır. Bu sıfatlar ikiye ayrılır. Sıfat-ı zâtiyye, sıfat-ı sübûtiyye. Sıfat-ı zâtiyye şunlardır: 1- Kıdem, Allahü teâlânın evveli yoktur. 2- Bekâ, Allahü teâlânın sonu yoktur. 3- Kıyâm bi-nefsihi, Allahü teâlâ, kimseye muhtaç değildir. 4- Muhâlefetün lil-havâdis, Allahü teâlâ kimseye benzemez. 5- Vahdâniyyet, Allahü teâlâ birdir ortağı, benzeri yoktur. 6- Vücûd, yâni var olmasıdır. Sıfat-ı sübûtiyye şunlardır: 1- Hayât, Allahü teâlâ diridir. 2- İlim, Allahü teâlâ her şeyi bilir. 3- Sem', Allahü teâlâ işitir. 4- Basar, Allahü teâlâ görür. 5- İrâde, Allahü teâlâ dileyicidir. Yalnız O'nun dilediği olur. 6- Kudret, Allahü teâlânın her şeye gücü yeter. 7- Kelâm, Allahü teâlâ söyleyicidir. (Cenâb-ı Hakkın, bilmesine, işitmesine, görmesine... inanırız fakat nasıl olduğunu bilemeyiz; insanlarınkine hiç benzemez!) 8- Tekvîn, Allahü teâlâ hâlıktır, yaratıcıdır. Her şeyi yaratan, yoktan var eden O'dur. O'ndan başka yaratıcı yoktur. Cenâb-ı Haktan başkası için, yarattı (icad etti) demek küfür olur. Yanî mecâz ma'nâda da olsa bu kelime kullanılamaz. İnsan bir şey yaratamaz. Bugün maalesef bu kelime çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. İnsan bir sözle Müslüman olduğu gibi, yanlış bir sözle de dinden çıkar. Bunun için, her sözümüze dikkat etmemiz şarttır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.