Sehl bin Sa'd, Uhud Savaşı sırasında yaşı küçük olduğu için bu savaşa da katılamamıştı. Diğer yaşı küçük sahâbîler gibi Medîne'de kalmıştı. Ancak Peygamberimizin yaralandığı haberi Medîne'ye ulaştığı zaman, herkes gibi O da çok üzülmüştü. Bu arada Peygamberimizin sevgili kerîmeleri Hz. Fâtıma'nın, babasının yaralanma haberini duyar duymaz hemen O'nun yanına koştuğunu ve yardım etmeye başladığını, Sehl bin Sa'd, şöyle bildirmektedir: - Resûlullah efendimizin Uhud Savaşında yaralandığı haberini duyduğumuz zaman çok üzüldük. Kızı Hz. Fâtıma'nın bir kalkan içinde su getirerek Peygamberimizin yaralarından akan kanları temizlediğini, bir hasır parçasını yakarak küllerini Peygamberimizin yaralarının üzerine sürdüğünü bizzat gördüm. Sehl bin Sa'd, Hendek Savaşına da yaşı küçük olduğu için katılamadı. Çünkü bu sırada on-onbir yaşlarında idi. Fakat hendeğin kazılmasında sahâbilere çok yardımcı oldu. Bütün sahâbilerin hizmetlerinin hepsine koşardı. Ayrıca hendek kazımında da yardımcı olur, Peygamberimizin yanından hiç ayrılmazdı. Her an O'nun hizmetinde bulunurdu. Sehl bin Sa'd, Hendek'te gördüklerini anlatırken der ki: - Hendek'te Peygamberimiz ile hep beraber idim. Onlar hendek kazıyor, biz küçük yaştakiler omuzlarımız üzerinde toprak taşıyorduk. Bu sırada Resûlullahın şöyle duâ buyurduğunu işittim: "Yâ Rabbî! Bütün hayat, âhiret hayatıdır. Muhâcir ile Ensârı magfiretine (afvına) nâil eyle." Sehl bin Sa'd, Peygamberimizin bir emir ve isteği olduğu zaman hemen yerine getirir, hiçbir zaman geciktirmezdi. Peygamberimiz hutbe okuyacağı zaman hurma ağacından bir direğe yaslanır öyle okurladı. Bir gün Resûl-i ekrem buyurdu ki: "Artık cemâ'at çoğaldı, bir şey yapılsa da üzerine otursam." Bunu duyan Sehl bin Sa'd hemen, okun yaydan fırladığı gibi kalkıp gider ve arzu edilen minberi getirir. Sehl bin Sa'd diyor ki: Bir gün birisi Peygamberimize gelerek dedi ki: "Ey Allahın Resûlü! Allahü teâlânın ve insanların, beni sevecekleri bir işi bana öğretir misin?" Bunun üzerine, Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Dünyadan yüz çevir ki, Allahü teâlâ da seni sevsin. İnsanların eline bakma ki, onlar da seni sevsin."