Hakîkî bir fen adamı, ilmî gerçekleri kabûl eder. Fakat para adamları, yani para kazanmak, etiket kazanmak için, âdet üzere, birkaç senelik ömrünü çürütüp, birkaç şey ezberleyen fen yobazları, sinema filminden farkı olmayan rûhsuz dimâğlarındaki, birkaç basma ve komprime, silik çizgileri fen sanarak, fennin değil, cehâletin verdiği bir cesâretle ve taşkınlıkla, islâmın yüksek ilimlerine saldırarak helâk oluyor ve insanlığı ebedî felâkete sürüklüyorlar. Meselâ, bir fen adamı, jeolojik tabakalar arasında bulduğu bir kemik parçasında tedkîkler yaparak, hayât üzerinde kıymetli bilgiler toplamağa uğraşırken, beri taraftan, fen yobazları, bunu haber alıp, "İnsanların aslı olan maymunun kemikleri bulundu. İnsanların maymundan hâsıl olduğu hakîkat hâlini aldı" yaygarasını basıyor. Saf müslümânları aldatmağa, dinleri inkâra çalışıyorlar. İngiliz fen adamı Darwin'in (canlılar arasındaki hayât mücâdelesi) nazariyyesini öne sürerek müslümânlığı yıkmağa bir silâh yerinde kullanıyorlar. Evet, yüz seneden beri, birkaç biyolog, hayvanlarda, kan grubları, kan benzerliği, kromozom sayıları, muhîte adaptasyon için fizyolojik ve anatomik değişmeler, somatik değişmeler ve harâret, ışık, röntgen ve radium şuâları ile ve bazı kimyâ maddeleri tesîri ile çeşitli mutanlar meydâna gelmesi ve nihâyet paleontolojik müşâhedeler ve bütün canlılarda meios ve bunu takîb eden mitoz bölünme bulunması ve bazı hayvanlarda körleşmiş uzuvlar görülmesi, meselâ insanlarda apandis denilen kör bağırsak bulunması ve çok hücreli hayvanların hepsinde embriyon teşekkül etmesi ve bir hayvanın, embriyon devrelerini geçirirken, çeşitli hayvan vasıflarını göstermesi, meselâ insan embriyonunda pronefroz, mezonefroz, solungaç yarıkları gibi teşekküllerin görülmesi karşısında, hayvan nevilerinin, milyonlarca sene içinde, basîtten mükemmele doğru değiştiklerini, yani evolution veya desendens denilen evrim bulunduğunu zan etti. Canlıların basitten mükemmele doğru değiştiğini ilk yazan, Fransız doktoru Lamarck'tır. Lamarck 1809'da neşrettiği "Filozofi zoolojik" ismindeki kitabında "canlıların bir asıldan türeyebileceğini" yazdı. Fakat, aynı asırdaki biyologlar, Lamarc'kın verdiği misâllerin, hayvânların birbirlerine dönmesini değil, cânlıların, bulundukları muhîte intibâk etmelerini (adaptasyonu) göstermekte olduğunu söylediler. Dinlerin, peygamberlerin inkarına yönelik olan bu saçmalıkları, insanları dinden koparamadı. Çok az bir kesimin dışında, kahir ekseriyetle insanlar inançlarını korudular.