Ahlâk bilgilerini öğrenmek, istekle olur. Zor ile olmaz. İslâm ahlâkı üçe ayrılır: 1- İnsan yalnız iken, başkasını düşünmeden, işlerinin iyi veya kötü olduğunu anlatan ilme "Ahlâk ilmi" denir. İnsan yalnız olduğu zaman da, bu işleri, bildiği gibi yapar. Meselâ yumuşak huylu, cömert, hayâlı insan, yalnızken de, başkaları yanında da, hep öyledir. Ahlâk ilmi, insanın böyle hiç değişmiyen işlerini öğretir. 2- İnsanın ev içinde, çoluk çocuğuna karşı hareketlerini tedkîk eder. Buna, "Ev idâresi âdâbı" denir. 3- İnsanın toplumdaki vazîfelerini, hareketlerini, herkese faydalı olmasını öğretir. Buna "sosyal" terbiye denir. İnsan, iyi, kötü her işini bir sebep ile yapar. Bu sebep, ya tabîîdir. Yahud bir emirdir, bir kanûndur. Tabîati îcâbı olan şeyler, aklı ve düşüncesi ve tecrübeleri netîcesinde yaptığı işlerdir. Böyle işleri, zamanla ve toplumun tesîri ile değişmez. İkinci sebep olan emir, kanûn ise, ya bir cemiyetin, bir milletin müşterek düşüncesinden doğar. Buna "Âdet" denir. Yahut bir tanınmış âlim, tecrübeli, otorite sâhibi kimse tarafından ortaya konur. Peygamberler, evliyâ ve hükümdarlar böyledir. Peygamberler, evliyâ ve âlimler tarafından bildirilen, Allahü teâlânın emirleri de üçe ayrılır: Birincisi, herkesin ayrı ayrı, yalnız olarak uyması lâzım olanlardır. Bunlara "İbâdetler" denir. İkincisi, insanlar arasında karşılıklı uymaları lâzım olan emirlerdir. Evlenme işleri ve alış veriş işleri, böyledir. Üçüncüsü, memleketleri, cemiyetleri içine alan emirlerdir. Bunlar, hukûkî ve siyâsî işlerdir. Bu üç ilmin hepsine "Fıkıh" bilgisi denir. Fıkıh bilgileri ve bu işleri düzenliyen emirler veya tatbîk edilmeleri, yapılmaları, memleketlere, milletlere göre ve zamanla değişir. Bu değişiklik de ancak Allahü teâlânın bildirmesi ile olur. İşte, Allahü teâlânın dinlerde yaptığı nesihler, değiştirmeler, böyle emirlerde olmuştur.