"İslamı tatlı dil ile anlat!"

A -
A +

Hazreti Tufeyl bin Amr Müslüman olduktan sonra yakınlarının da Müslüman olması gayretine düştü. Peygamber Efendimize bu maksatla, "Yâ Resûlullah! Ben, kavmimde sözü dinlenen itibarlı bir kimseyim. Onlar benim sözümden dışarı çıkmazlar. Gidip onları da, İslâm dinine davet edeyim. Duâ ediniz de, Allahü teâlâ benim için bir alâmet, bir kerâmet buyursun! Böylece o alâmet, kavmimi İslâmiyete davet ederken bana bir kolaylık, yardım olsun!" dedi. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz, "Ey Allah'ım! Onun için bir âyet, alâmet yarat!" diye dua buyurdu. Bundan sonrasını kendisi şöyle anlatır: Mekke'den çıkıp kendi beldeme döndüm. Karanlık bir gecede, kavmimin oturduğu su başına bakan tepeye vardığım zaman, hemen alnımda kandil gibi bir nûr peyda oldu. Çıra gibi ışık vermeye başladı. O zaman duâ edip: "Allahım! Bu nûru alnımdan başka bir yere naklet! Devs kabilesinin câhilleri görüp de, dîninden döndüğü için Allah, onun alnında ilâhi bir cezâ olarak bunu çıkardı, sanmasınlar!" dedim. O nûr, hemen elimdeki kamçının ucuna gelip kandil gibi asıldı. Evime geldiğimde yanıma ilk önce babam gelip, beni bu hâlde gördü. Bana olan sevgisinden dolayı boynuma sarıldı. Babam çok yaşlıydı. Ona dedim ki: "Ey babacığım! Eğer evvelki hâl üzere kalırsan, ne ben sendenim, ne de sen bendensin! Ben artık Müslüman oldum." Bunun üzerine babam da, "Oğlum, ben de senin girdiğin dine girdim. Senin dinin benim dinim olsun" deyip hemen Kelime-i şehâdet getirdi. Sabah olunca Devs kabilesinin içine çıktım. Bütün Devslilere İslâmiyeti anlattım. Onları da bu dîne girmeye davet ettim. Fakat onlar, bu daveti kabullenmede ağır davrandılar. Hatta kaş göz hareketleri yaparak benimle alay etmeye başladılar. Faiz ve kumara düşkünlüklerinden beni dinlemediler. İslâmiyete uymaktan kaçındılar. Allah'a ve Peygamberine âsi oldular. Bir müddet sonra Mekke'ye gelip kavmimin durumunu Resûlullah'a anlatarak, "Yâ Resûlullah! Devs kabilesi Allah'a âsi oldular. İslâma girmeleri için yaptığım davetimi kabul etmediler. Onların aleyhinde bedduâ et de, helâk olsunlar" dedim. Herkese şefkât ve merhameti çok olan Peygamberimiz, ellerini açıp kıbleye dönerek, "Yâ Rabbi! Devs halkına doğru yolu göster de, onları İslâm dînine getir" diye duâ buyurdu. Bana da, "Kavmine dön! Onları güler yüzle ve tatlı dille İslâmiyete davet etmeye devam et! Kendilerine yumuşak davran!" buyurdu. Hemen memleketime geldim. Devs halkını İslâma davetten hiç boş kalmadım. Hz. Ebû Hureyre de dâhil birçok kimse Müslüman oldu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.