Yaklaşık iki asırdır bu konu tartışılır. Batılı felsefeciler ve Hıristiyan din adamları her fırsatta,"akıl" meselesini gündeme taşırlar. Geçenlerde Papa 16.Benediktus'un, Peygamber efendimizi ve dinimiz İslamiyeti hedef alan sözlerinde de yine bu konu dile getirildi. Bu konuşmasında Papa özetle, İslamiyetin bir şiddet dini olduğunu, Peygamber efendimizin dini şiddet ile yaydığını ve İslamiyette aklın yeri olmadığını iddia etti. Şimdi, kısaca aklın dinimizdeki yerini bildirelim. İslamiyette aklın yeri yoktur, demek açık bir iftiradır. Çünkü, Kur'an-ı kerimde pek çok yerde, "Akletmez misiniz, aklınızı kullanmaz mısınız?" gibi ifadeler geçmektedir. Peygamber efendimizin de aklın önemini anlatan sayısız hadisi vardır. "Aklı olmayanın dini yoktur." , "Kişi, ilmi ve aklı sayesinde kurtulur.", "Akıllı kimse kurtuluşa ermiştir." , "Akıl imandandır." , hadis-i şerifleri bunlardan birkaçıdır. Görüldüğü gibi dinimizde aklın çok önemli bir yeri var. Akıl göz gibidir. İslamiyet de ışık gibidir. Göz karanlıkta cisimleri göremez. Görmesi için ışık gerekir. Akıl, kendi başına dinin emir ve yasaklarını bilseydi, Peygamberlere, kitaplara âlimlere lüzum kalmazdı.. İslam bilgileri fen ve din bilgileri olmak üzere ikiye ayrılır. Din bilgileri, yalnız nakil ile yani vahiy ile anlaşılır. Bunların kaynağı, Kur'an-ı kerim ile hadis-i şeriflerdir. Ahıret bilgileri, ibadetlerin nasıl yapılacağı ve din bilgilerinin çoğu böyledir. Akıl bunlara eremez. Bu bilgilerde akıl ile nakil çatışırsa, nakle uyulur, aklın yanıldığı anlaşılır. Fen bilgilerinde ise, akıl ve tecrübe esas alınmıştır. Nakil ile fen bilgisinde çatışma olduğu zaman, akla uyulur. Yani nakil, tevil edilerek akla uygun olarak açıklanır. Şimdi gelelim, Papa'nın niçin böyle bir konuşma yaptığı konusuna: Birincisi, Müslümanları şiddet yanlısı göstermek. İslam karşıtlığında birliği sağlamak, haçlı zihniyetini canlandırmak. İkincisi, "akıl" konusunu ortaya atarak demek istiyor ki, "Biz nakli yani vahyi atıp, her şeyde aklı, felsefeyi esas aldık, dinde reform yaparak bu güce ulaştık. Siz de böyle yaparsanız, vahyi terk edip, sadece aklı esas alırsanız sizler de gelişirsiniz." Aslında bu söylediğine kendisi de inanmıyor. O da biliyor ki, Batı'nın gelişmişliği ile Hıristiyanlığın hiçbir ilgisi yok. İslam aleminin geri kalmasının da İslamiyetle bir ilgisi yok. Gelişmişlik, gelişmemişlik insanların çalışması ve yaşayışıyla ilgili bir mesele! Papa da bilir ki, asıl aklın yeri olmadığı din bugünkü Hıristiyanlıktır. Teslis, yani üçlü ilah inancı, her doğan masum yavrunun günahkar kabul edilmesi, para karşılığı günahların affedilmesi gibi daha nice akla, mantığa ters inaç var Hıristiyanlıkta. İnanmadığı halde niçin söylüyor? Müslümanların dinlerini sorgulamasını istiyor. İKT, Ezher, Diyanet ve daha birçok dini kuruluş, şimdi bu konuda Papa'ya cevap hazırlığında. Cevapları da, nakle önem vermeyen Batı yanlısı ilahiyatçılar hazırlayacağından nakilden yana değil akıldan yana bir tavır sergilenecek. Bu cevaplar, tartışılacak, kafalar karıştırılacak, böylece Papa'nın istediği gibi, İslam aleminde vahy inancı sarsılacak, akılcılık ön plana çıkacak. Nihayet, Hıristiyanlıkta olduğu gibi, tarihselcilik öne çıkartılacak, din akla göre yeniden yorumlanacak, sorgulacak; ortaya İslamiyetle ilgisi olmayan fakat adı İslam olan bir din ortaya çıkacak. Batı'nın, Papa'nın da en büyük arzusu da bu zaten. (Yarın da, İslamın şiddet dini olduğu iftirasına değinelim inşaallah) ------ Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.mehmetoruc.com