İşlerin boşa gitmemesi için

A -
A +

Geçenlerde biriyle karşılaştım. Öyle güzel şeyler anlattı ki hayran kaldım. Fakat bu hayran kalmam uzun sürmedi. Öğrendim ki, "Mangalda kül bırakmayan" birisi imiş. Yapmadığı, hatta yanından bile geçmediği iyilikleri, ihsanları sağda solda yapmış gibi anlatırmış. Bu kişi bana, Kamil Yener Bey'in naklettiği zamanımız insanlarını anlatan şu veciz sözü hatırlattı; "Bir zaman insanlar, verirler fakat verdiklerini kimseye söylemezlerdi. Bir zaman sonra insanlar, verirler fakat verdiklerini sağda solda söyler oldular. Şimdi ise, insanlar vermedikleri halde, verdiklerini söyler oldular..." Mal ile beden ile yapılan ibadetlerde niyet çok önemlidir. Bunun ne kadar önemli olduğunu Sümeyr İsbahî şöyle anlatır: Bir defasında, Medîne'ye gitmiştim. Şehre girerken, etrafında birçok kimsenin toplandığı bir kimse gördüm. "Bu zât kimdir?" diye sorduğumda, "Eshab-ı kiramın büyüklerinden Ebû Hüreyre'dir" dediler. Etrafındakilere birşeyler anlatıyordu. Bir müddet sonra, insanlar dağılıp yalnız kalınca dedim ki: "Ne olur bana Resûlullahtan işittiğiniz bir hadîs-i şerîf naklediniz!" Bu arzum üzerine şunu anlattı. Resûlullah efendimiz bir gün buyurdu ki: Kıyâmet gününde, şânı yüce Allah, mahlûkâtı arasında hükmeder. Her sınıf insan, hesap vermek üzere huzûruna gelir. Huzûruna ilk çağrılanlar, Kur'ân-ı kerîm okuyanlar, savaşlarda ölüp şehîd olanlar ve mal mülk servet sahibi olup bunu hayır yolunda sarfedenler. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîm okuyucusuna sorar: "Peygamberlerime gönderdiğim esaslar sana bildirilmedi mi? Kur'ân-ı kerîmin emirleri sana öğretilmedi mi?" O cevap verir: "Evet yâ Rabbî, bildirildi, öğretildi." Allahü teâlâ sorar: "Peki, bildirilenle ve öğrendiklerinle, ne amel işledin? " "Onu gece gündüz okudum." Bunun üzerine, Allahü teâlâ buyurur: "Yalan söyledin!" Melekler de derler ki: "Yalan söyledin! Sen Kur'ân-ı kerîmi Allahü teâlânın rızâsı için okumadın, "Filân kişi ne güzel okuyor" desinler diye Kur'ân-ı kerîm okudun. Ve senin için nitekim böyle de denildi. Allahü teâlâ sonra mal-mülk sahibine sorar: "Sana verdiğim malı, mülkü serveti ne yaptın? O cevap verir: "Sadaka verdim, sıla-i rahim yaptım, yakın akrabâmı ziyâret ettim." Allahü teâlâ buyurur: "Yalan söyledin!" Melekler de derler ki: "Yalan söyledin! Sen Allah rızâsı için, akrabâlarını ziyâret etmedin, sadaka vermedin! Sen, hakkında, "Ne cömert adam! Ne iyilik sever adam" desinler diye bunları yaptın. Ve senin için böyle dendi. Daha sonra savaşta ölenler huzûra getirilir. Allahü teâlâ onlara sorar: "Niçin öldürüldün?" "Senin yolunda savaştım ve öldürüldüm." Şânı büyük Allah buyurur: "Yalan söyledin!" Melekler de der ki: "Yalan söyledin! Sen, savaşa Allah için girmedin. Senin hakkında, "Ne cesur adam" desinler diye girdin, savaştın. Ve böyle de dendi." Sonra Resûlullah benim dizime vurarak şöyle buyurdu: "Ey Ebû Hüreyre! İşte, Kıyâmet günü, Allahın mahlûkâtından Cehennemin ilk yakacağı, bu üçüdür." Bu hadîs-i şerîf, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden birine ulaşınca, çok ağladı. "Allahü teâlânın Resûlü çok doğru söylemiş" dedi. Sonra şu âyet-i kerîmeyi okudu: "Kim yalnız dünya hayatını ve onun zînet ve ihtişamını arzû ederse onların yaptıklarının karşılığını orada tamamen öderiz. Onlar bu husûsta bir eksikliğe de uğratılmazlar. Onlar öyle kimselerdir ki, âhırette kendilerine ateşten başkası yoktur. Dünyada işledikleri şeyler orada boşa gider. Zaten yaptıkları bâtıldır." ( Hu/15-16) *** CNR'de buluşalım Yarın, 14.00-17.00 arasında, "Dinlerarası Diyalog Tuzağı" ve diğer kitaplarımı imzalamak için, CNR, 2. Uluslararası Kitap Fuarı Türkiye Gazetesi standında olacağım inşaallah. Vakti müsait olanları, görüşmek ve tanışmak için bekliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.