"İsraf edenleri helak ettik!"

A -
A +

Dün, k­riz dö­nem­le­rin­de, is­raf­tan ka­çın­ma­nın da­ha da ay­rı bir ö­nem arz et­ti­ğin­den bah­set­miş­tik. Ce­nab­-ı Hak, "Müs­rif­le­ri he­lak et­tik" (En­bi­ya 9) bu­yur­mak­ta­dır. Bu ce­za­ya dü­çar ol­ma­mak i­çin, is­raf­tan ka­çın­mak, is­ra­fın ne ol­du­ğu­nu i­yi bil­mek ge­re­kir. İsrâf, ma­lı yok et­mek, fay­da­sız hâ­le ge­tir­mek, dî­ne ve dün­ya­nın mubâh o­lan iş­le­ri­ne fay­da­lı ol­ma­ya­cak şe­kil­de sarf et­mek­tir. Ma­lı ih­ti­yaç faz­la­sı kul­lan­mak, bu ka­dar­cık şey­le ne o­la­cak de­yip at­mak, kul­la­nıl­ma­ya­cak ha­le ge­tir­mek, kı­rı­lıp, dö­kül­me­si­ne en­gel o­la­cak ted­bir­le­ri al­ma­mak, bil­has­sa gı­da mad­de­le­ri­ni faz­la a­lıp ba­yat­la­ma­sı­na, bo­zul­ma­sı­na se­bep ol­mak, kul­la­nı­la­bi­lir eş­ya­la­rı ih­ti­ya­cı o­lan­la­ra ver­me­yip çö­pe at­mak hep is­raf­tır. ­Ça­lış­tı­ğı yer­de ve­ya so­kak­ta baş­ka­sı­nın ma­lı­nı; su­yu­nu, e­lekt­ri­ği­ni is­raf et­mek, ay­rı­ca zu­lüm o­lur. İs­raf gü­na­hı­nın ya­nı sı­ra zu­lüm gü­na­hı da ya­zı­lır. Bu ma­lı sa­hi­bi­ne ö­de­mek, o­nun­la he­lal­laş­mak lâ­zım o­lur. İS­RA­FIN A­ZI OL­MAZ! İs­ra­fın a­zı ço­ğu ol­maz. Az gi­bi gö­rü­len bir is­raf dağ gi­bi kar­şı­mı­za çı­kar. Ör­ne­ğin İs­tan­bul'da her ev­den bir ek­mek çö­pe a­tıl­sa üç mil­yon ek­mek e­der. ­Ge­nel bir k­âi­de o­la­rak, dî­ni­miz­de a­bes ve lüzûm­suz şey­le­ri yap­mak, c­âiz de­ğil­dir. Me­selâ boş ve lüzûm­suz ye­re bir şey­ler ka­ra­la­mak, is­raf ve a­bes­tir. Bu­ra­da kaç tür­lü is­raf var­dır? Za­man, e­mek, e­ner­ji, kâ­ğıt, ka­lem, mü­rek­kep... Hep­sin­den mü­hi­mi de fay­da­lı bir şey­le meşgûl o­lun­ma­ma­sı... E­ğer dün­ya­da­ki her fer­din bo­şa har­ca­dı­ğı za­man, e­ner­ji ve e­mek he­sap­lan­sa, dün­ya­da aç­lık ve yok­luk i­çin­de kıv­ra­nan mil­yon­lar­ca in­sa­nın ih­ti­yaç­la­rı­na kâ­fi ge­le­bi­le­cek zarûrî me­ta ü­re­ti­le­bi­lir­di. ­Sa­de­ce bo­şa har­ca­nan kâ­ğıt i­le ne­ler ya­pıl­maz? Bu ka­dar kâ­ğı­dın imâ­li i­çin or­man­lar­dan o ka­dar a­ğaç ke­sil­miş ve bu a­ğaç­la­rın iş­len­me­si i­çin ku­ru­lan kâ­ğıt fab­ri­ka­la­rı bu ka­dar müd­det bo­şa ça­lış­mış o­lu­yor. İs­ra­fın mik­ta­rı ne o­lur­sa ol­sun za­ra­rı bü­yük­tür. Kü­çük zan­ne­di­len şey­ler, yan ya­na gel­di­ği za­man bü­yük ra­kam­lar, de­ğer­ler or­ta­ya çı­kar. "Dam­la­ya dam­la­ya göl o­lur!" a­ta­sö­zü meş­hur­dur. Da­ki­ka­da on dam­la ka­çı­ran bir mus­luk ay­da 170 lit­re su a­kıt­mış o­lur. ­Dün­ya­da her gün ye­te­ri ka­dar su a­la­ma­mak­tan do­ğan has­ta­lık­lar se­be­biy­le tah­mi­nen 35 bi­nin ü­ze­rin­de in­san öl­mek­te­dir. Sa­de­ce su ve ek­mek­te­ki bu ra­kam­lar, is­ra­fın ne bü­yük felâ­ket ol­du­ğu­nu gös­ter­me­ye yet­mek­te­dir. ­Bu­nun i­çin, ço­cuk­la­ra genç­le­re is­ra­fın ne ol­du­ğu­nu, za­rar­la­rı an­la­tıl­ma­lı­dır. İş yer­le­rin­de i­da­re­ci­ler, is­ra­fı ön­le­yi­ci bü­tün ted­bir­le­ri al­ma­lı, is­raf­tan kur­tul­ma yol­la­rı öğ­re­til­me­li­dir. İs­raf­tan kur­tul­mak i­çin, ön­ce is­ra­fın se­be­bi­ni bil­mek la­zım­dır. Bi­rin­ci se­bep, sefâ­het­tir. Yâ­ni eğ­len­ce­ye, zev­ke, gös­te­ri­şe, ö­ğün­me­ye düş­kün ol­mak­tır. Çok kim­se­yi isrâ­fa a­lış­tı­ran bu­dur. Sefîh­lik, ak­lın az ve hafîf ol­ma­sı­dır. ­İS­RAF CÖ­MERT­LİK ZAN­NE­DİL­ME­ME­Lİ! ­Çok kim­se, ya­ra­tı­lış­ta eğ­len­ce­ye, zev­ke düş­kün o­lur. Bu kö­tü hal­le­ri, ba­zı se­bep­ler­le, za­man za­man ar­tar. Ça­lış­ma­dan, a­lın te­ri dök­me­den e­li­ne mal gi­rer, kö­tü ar­ka­daş­lar, bu ma­la kon­mak i­çin, da­ğıt­ma­sı­na, sak­la­ma­nın, ar­tır­ma­nın er­kek­lik, yi­ğit­lik ol­ma­dı­ğı­na kan­dı­rır. İs­ra­fa yol a­çar­lar. Zen­gin ço­cuk­la­rı­nın ço­ğu, böy­le is­ra­fa a­lış­mak­ta ve sefîh ol­mak­ta­dır­lar. Bu­nun i­çin ço­cuk­la­ra pa­ra­nın na­sıl ka­za­nıl­dı­ğı za­man za­man gös­te­ril­me­li, pa­ra ol­sa da her is­te­dik­le­ri a­lın­ma­ma­lı­dır. Ço­cu­ğun her is­te­di­ği a­lı­nır­sa ih­ti­yaç­sız ha­le ge­lir. İh­ti­yaç­sız­lık da in­sa­nı az­dı­rır. ­Sefâ­he­ti ar­tı­ran bir se­bep de, in­san­la­rın çok hür­met, say­gı gös­ter­me­si­dir. İ­da­re­ci­le­rin, zen­gin­le­rin ço­cuk­la­rı bu yol­dan sefâ­he­te düş­mek­te­dir. Riyâ ve gös­te­riş de is­ra­fa se­bep o­lur. Bun­la­rın cö­mert­lik o­la­rak yap­tık­la­rın ço­ğu is­ra­fa gi­rer. Cö­mert­lik ve is­raf bi­ri­bi­ri­ne ka­rı­şır. ­Mal bü­yük bir ni­met­tir. Ni­me­tin kıy­me­ti bi­lin­me­yin­ce, hak­kı gö­ze­til­me­yin­ce el­den gi­der. Şük­re­di­lin­ce ve hak­kı gö­ze­ti­lin­ce el­de ka­lır ve ar­tar. Cenâb­-ı Hak, İbrâ­him sû­re­si, ye­din­ci â­ye­tin­de, "­Şük­re­der­se­niz, ver­di­ğim ni­met­le­ri ar­tı­rı­rım" bu­yu­ru­yor. Şük­re­dil­mez i­se, ver­di­ği ni­met­le­ri ge­ri a­lır, â­hi­ret­te a­zap e­der. ­Şü­kür de, ma­lı is­raf et­me­mek, yer­li ye­rin­de kul­lan­mak i­le o­lur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.