İyi huyların en kıymetlisi

A -
A +

Ebü'l-Hasen Antâkî hazretleri şöyle anlatır: "Bir gece bir köyde arkadaşlarımızla birlikte oturuyorduk. Biraz ekmeğimiz vardı. Fakat hepimize yetecek nisbette değildi. Ekmekleri dilimleyip ortaya koyduk. Hepimiz ekmeklerin etrâfında oturduk. Bu sırada lâmba söndürüldü. Biraz sonra yemek işinin tamam olduğu tahmin edilip, sofra kaldırılmak üzere lâmba yakıldığında bir de ne görelim. Herkes: "Ben yersem diğer arkadaşlar aç kalır" endişesiyle, ekmekten hiç yememişti." İşte îsâr denilen husus bu. Îsâr, kendi muhtaç olduğu malı, muhtaç olan başkasına verip, o malın yokluğuna sabretmesidir. İyi huyların çok kıymetlisidir. Âyet-i kerîmeler ile medh olunmuştur. Cömertlik derecelerinin en yükseğidir, Îsâr hasletine sahip olan kimse, muhtaç olmakla beraber, başkasını kendisine tercih eder. Bir defasında Resûlullah efendimize biri gelmişti. Hâne-i saadetlerinde, gelen kimseye yedirecek bir şeyleri yoktu. Bunun üzerine Ensârdan bir zât, gelen kimseyi evine götürdü. Onun da evinde az bir yemek vardı. O yemeği getirdi. Yemeğe başlayacakları sırada kandili söndürdü. Misâfir yemek yiyor, ev sahibi de elini götürüp getirerek yer gibi yapıyordu. Böylece, yemeğin hepsini misâfire yedirdi. Diğer taraftan, Cebrâil aleyhisselâm, o Sahâbinin misâfirine yaptığı îsârı, Resûlullah efendimize haber verdi. Sabah olup Peygamber efendimizin huzûruna geldiklerinde, Peygamber efendimiz o zâtı, yaptığı isardan dolayı tebrik edip, duâ ettiler. Allahü teala, adalet yapmağı emir ettiği gibi, ihsan etmeği de emir ediyor. Bunları bilen, öğrenen, tatbik eden zulüm yapmaktan kurtulur. Araf suresi, ellibeşinci ayetinde mealen, "İhsan edenlere, elbette rahmetim çok yakındır" buyuruldu. Yalnız adalet yapanlar, dinde sermayelerini kurtarmış olur. Fakat kâr, ihsan edenleredir. Aklı olan, ahiret kârını hiç kaçırır mı? İhsan, emir edilmeyen iyiliği yapmaktır. Yukarıda bahsettiğmiz gibi, isar, muhtaç olduğu bir şeyi almayıp, muhtaç olan din kardeşine bırakmaktır. İnsana lazım olan şeylerde îsâr yapılır. Fakat, kurbet ve ibadetlerde îsâr yapılmaz. Mesela, taharetlenecek kadar suyu, setri avret edecek kadar örtüsü olan, bunları kendi kullanır. Bunları muhtaç olana vermez. Cemaatle namazda birinci saftaki yerini başkasına vermez. Namaz vakti gelince abdestsiz kimsenin abdest suyunu başkasına îsâr etmesi caiz değildir. > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.