İmam-ı Gazali hazretleri, insan kendisinden sonra, kendisine ihsanda bulunanları sever, buyuruyor. Zira insan, ihsanın kulcağızıdır. Kalpler kendilerine ihsan edeni sevmek üzere, kendilerine kötülük yapandan da nefret etmek üzere yaratılmıştır. Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: "Ya Rabbi, facir (fasık, kâfir) bir kimsenin iyiliğini boynumda bırakma ki kalbim onu sevmiş olmasın!" Bu hadîs-i şerif işaret eder ki kalbin iyilik yapanı sevmesi zorunludur. Defetmesi güç yetmez bir durumdur. Bu bir tabiat ve fıtrattır. Bunu değiştirmeye yol yoktur. Bu sebepten ötürü insan bazen akrabası olmayan ve ilişkisi bulunmayan bir yabancıyı sever. Bu tetkik edilirse, birinci sebebe dönüştüğü görülür; zira ihsan eden odur ki mal, yardım ve varlığın devamına erdiren sebeplerle imdada yetişir. Böylece dolaylı olarak onun hayatta kalmasına ve rahat etmesine yardımcı olmuş olur. Fakat bu doğrudan bir yardım olmadığı için bunu sevmesi kendi zatını ve organlarını sevmesi gibi olamaz. Çünkü, insanların azaları vücudunun kemâlinde rol oynadığından dolayı sevilir, kişinin hayatta kalması için desteğin bizzat kendileridir. İhsan eden bir kimse ise, o istenilen desteğin bizzat kendisi değildir. Ancak onun sebebidir. Örneğin, azaların sağlığının devamlılığında sebep olan doktor gibi. Bu bakımdan sağlıklı olmanın sevgisi ile sağlık sebebi olan doktorun sevgisi arasında fark vardır. İlki arzu edilen şeyin bizzat kendisi, diğeri ise buna sebep olandır. İnsanın kendisine ilim öğreten hocasını sevmesi de böyledir. Çünkü esas olan ilimdir, hoca ise, güzel olan ilmin sebebi olduğu için sevilir. Yemek, içmek, para da sevilir. Fakat yemek arzu edilen şeyin bizzat kendisi, para ise yemeğin vesilesi oldukları için sevilir. Bu bakımdan kim ihsan ettiğinden dolayı ihsan edeni severse, o hakikatte ihsan edenin zatını, kendisini sevmiş değildir. Aksine ihsanını sevmiştir. İhsan ise, ihsan sahibinin verdiğidir. Eğer ihsan ortadan kalkarsa, sevgi de kalkar. İhsan, sahibine sevgi ihsan etmesinin devamına bağlıdır. Eğer eksilirse, sevgi eksilir, artarsa artar. İhsan ve ihsanın artış ve eksikliği nispetinde artış ve eksiklik meydana gelir... Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr