Kâbe-i şerîfin ilk inşası ve fazileti

A -
A +

Hac farizasını tamamlayan hacılar artık memleketlerine dönmeye başladılar. Hac dolayısıyla ekranlarda, gazetelerde daha çok gördüğümüz ve merak ettiğimiz Kâbe-i şerîfin ilk yapılışı, günümüze kadar gelmedeki geçirdiği safhalar ve fazileti hakkında bilgi sunmak istiyorum bu hafta... Kâbe-i şerîf, görünüşte dünyadaki evlerden biridir. Hakikatte ise âhirettendir. Kâbe-i şerîf dünyâ ve âhireti kendinde toplamıştır. Kâbe, Beytullah'tır (Allahü teâlânın evi). Rabbimizin üstün ve fazîletli kıldığı eşsiz yerdir. Kâbe-i şerîfin ilk yapılışını ve faziletini Muhammed el-Ezrâkî hazretleri şöyle bildirmektedir: Âdem aleyhisselâm yeryüzüne indirilmesi sebebiyle çok üzülüyor ve günlerini ağlamakla geçiriyordu. Onun üzüntüsüne melekler de ortak oluyorlardı. Bir defâsında Âdem aleyhisselâm secdedeyken; "Yâ Rabbî! Bana ne oldu ki, artık meleklerin seslerini, senin zâtını tesbih ve takdis etmelerini duyamıyorum. Onları göremiyorum" diye arz edince, cenâb-ı Hak buyurdu ki: "Misafirim gibidir!" "Ey Âdem! Senden sâdır olan zelle, meleklerin tesbihini işitmene mânidir. Ancak benim yeryüzünde bir beytim vardır. Sen onun temelini bulup üzerine bir beyt binâ et. Beni takdis ve beytin etrâfını tavâf et. Ey Âdem! O beyti Mekke'de kıldım. Evlâdından her kim beytime gelip, sâdece benim rızâmı isterse, bizzât beni ziyâret eden misâfirim gibidir. Bunları şânıma lâyık bir şekilde ağırlarım ve bütün ihtiyâçlarını gideririm!" Âdem aleyhisselâm, Allahü teâlânın bu emri ile Serendip Adasından Mekke'ye doğru yürümeye başladı. Mekke'ye gelince meleklerin de yardımı ile Kâbe-i şerîfin temeli atıldı. Sonra Allahü teâlâ melekler vâsıtasıyla bu temelin üzerine bir beyt indirdi. Kâbe-i şerîf, Cennet yâkutlarından bir yâkut olup, parıl parıl parlıyordu. Beytullah'ın içinde ayrıca nûrdan kandiller yakılmıştı. Kandillerin çanakları Cennetin külçe altınlarındandı ve etrâfında yıldız gibi parlayan beyaz yâkutlar diziliydi. Hacer-ül-Esved de bunlardan biriydi. Hacer-ül-Esved, daha sonra günahkâr kimselerin el sürmesiyle kararmıştır. Bâzı rivâyetlere göre Cennetten gelen bu Beytullah, Âdem aleyhisselâmın vefâtından sonra tekrar göklere kaldırıldı. Âdem aleyhisselâmın evlatları önceki temellerin üzerine taştan ve çamurdan bir binâ yaptılar. Bu binâ, Nûh aleyhisselâm zamânına kadar zaman zaman tâmir edildi ve tûfanda yıkıldı. Kâbe'nin tûfandan sonra İbrâhim aleyhisselâma kadar yeri belirsiz olup yalnız bulunduğu saha bilinmekteydi. Yeryüzünün çeşitli memleketlerinden zulme uğramış, kederli, sıkıntılı, dertli ve Allahü teâlâya sığınmak isteyen kimseler bu bölgeye gelip duâ ederler, maksatlarının hâsıl olduğunu görünce geri dönerlerdi. İbrâhim aleyhisselâmın, Beytullah'ı yeniden yapmasına kadar, bu bölgeye olan hürmet ve saygı devâm etti. İbrâhim aleyhisselâm, Allahü teâlânın emriyle Kâbe-i muazzamayı yapmak için Mekke'ye gitti. Oğlu İsmâil aleyhisselâmı ve Hacer vâlidemizi yıllar önce oraya bırakmıştı. Hazret-i İbrâhim, oğlu İsmâil aleyhisselâm ile Zemzem Kuyusunun başında karşılaştılar. Senelerdir hiç görüşemeyen baba-oğul, sevinçle birbirlerine sarılıp hasret giderdiler. Kâbe'nin önceki yerini Cebrâil aleyhisselâm gösterdi. Beraber, aynı temel üzerine, Kâbe'yi inşâ etmeye başladılar. Cebrâil aleyhisselâmın târifine göre İbrâhim aleyhisselâm, binâyı İsmâil aleyhisselâmın getirdiği taşlarla yapıyordu. Nihâyet Kâbe'nin duvarları yükseldi ve yukarıya taş yetişemez oldu. Bunun üzerine büyükçe bir taş getirdiler. İbrâhim aleyhisselâm bu taşa basarak duvarı örmeye devâm etti. Mübârek ayağının izi çıkan bu taşa Makâm-ı İbrâhim dendi. Kâbe'de tavâf namazı bu taşın bulunduğu yer olan Makâm-ı İbrâhim'de kılınır. Hacer-ül-Esved Binânın yapımında, melekler, taş getirmede İsmâil aleyhisselâma yardım ettiler. Sıra Hacer-ül-Esved'e gelince İbrâhim aleyhisselâm; "Ey İsmâil! İyi bir taş getir ki, hacılara işâret olsun!" buyurdu. İsmâil aleyhisselâm bir taş getirdi. İbrâhim aleyhisselâm; "Bundan daha iyi bir taş getir" deyince, Ebû Kubeys Dağından; "Cebrâil aleyhisselâm tûfanda bana bir taş emânet etti. Gel onu al!" diye bir ses işitti. Bunun üzerine Hacer-ül-Esved taşı, Ebû Kubeys Dağından alınıp, Kâbe'deki yerine yerleştirildi. Baba-oğul, Kâbe'yi yapıp bitirince, Bakara sûresi 127. âyet-i kerîmesinde meâlen bildirildiği gibi; "Yâ Rabbî! Bizden bu hayırlı işi kabûl et! Muhakkak ki sen, duâmızı işitici, niyetimizi bilicisin" diye niyâzda bulundular. Kâbe-i muazzama, İbrâhim aleyhisselâmdan sonra zaman zaman yıkılıp yeniden inşâ edilmiştir. Bu inşâların biri de, Resûlullah efendimize peygamberliği bildirilmeden önce olmuştur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.