İbrahim aleyhisselâm, Şam'dan, İsmail aleyhisselâmın bulunduğu yere, Mekke'ye tekrar geldi. Bu gelişinde, İsmail aleyhisselâm, Zemzem kuyusunun yakınında, büyük bir ağacın altında okunu yontup düzeltmekte idi. Babası İbrahim aleyhisselâmı görünce, hemen kalkıp, karşıladı. Oturup hasret giderdikten sonra, İbrahim aleyhisselâm dedi ki: - Allahü teâlâ bana, kendi zatı için bir beyt yapmamı emrediyor... - Babacığım! Allahü teâlâ ne emrettiyse, o emri yerine getirin! - Sen de bana yardımcı olacaksın. - Babacığım, ben sana her türlü yardımı yaparım. Sonra İbrahim aleyhisselâm, Allahü teâlâya münacatta bulunarak, "Ya Rabbi! Kâbe'yi nerede yapayım" diye arz etti. Bunun üzerine cenâb-ı Hak şöyle vahyetti: "Biz, sana onun yerini göstereceğiz." Kâbe-i muazzamanın, yeryüzünde yapılan ilk bina ve ilk mâbet olduğu Kur'an-ı kerimde bildirilmiştir. İlk defa Âdem aleyhisselâm yeryüzünde inşa etmiş, Nuh tufanında yıkılmış, temelleri kalmıştı. Allahü teâlâ, tufandan önce, Hacer-ül-esved'in Ebu Kubeys dağına konmasını emretti. Böylece Kâbe'nin yeri kesin olarak bilinmez hâle geldi. Sadece hangi bölgede olduğu biliniyordu. Burası kırmızı topraklı ve hafif tümsek bir tepe durumunda idi. Bu yerde yapılan duâlar kabul olup, duâ eden herkes muradına kavuşurdu. Her millet buraya saygı gösterirdi. Bu belirsiz hâl, Nuh aleyhisselâmdan İbrahim aleyhisselâm zamanına kadar devam etti. Cebrail aleyhisselâm, Kâbe'nin yerini, İbrahim aleyhisselâma gösterdi. Böylece İbrahim aleyhisselâm, oğlu İsmail aleyhisselâm ile birlikte temel kazmaya başladı. Âdem aleyhisselâm zamanında kazılan temeli buldular. Aynı temel üzerine, Kâbe'yi inşa etmeye başladılar. Cebrail aleyhisselâmın tarifine göre, İbrahim aleyhisselâm, İsmail aleyhisselâmın getirdiği taşlarla binayı yapıyordu. Nihayet Kâbe'nin duvarları yükseldi ve yukarıya taş yetişemez oldu. Bunun üzerine büyükçe bir taş getirdiler. İbrahim aleyhisselâm bu taşa basarak duvar örmeye devam etti. Mübarek ayağının izi çıkan bu taşa da, Makam-ı İbrahim dendi. Kâbe'de tavaf namazı bu taşın bulunduğu yer olan Makam-ı İbrahim'de kılınır.