İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: Konuşma dört kısımdır. Bir kısmı katıksız zararlı, başka bir kısmı katıksız faydalı, diğer bir kısmı hem zararlı, hem faydalı, dördüncü bir kısmı ise, ne zararlı, ne de faydalıdır. Katıksız zarar olan kısımda, mutlaka susmak gerekir. Çünkü onun faydası, zararını karşılayamaz. İçinde ne fayda, ne de zarar olan konuşmaya gelince, bu fuzûlî konuşmadır. Zamanın zayi edilmesi de zararın ta kendisidir. Bu bakımdan elimizde dördüncü bir kısım kalıyor. O halde konuşmanın dörtte üçü düştü, dörtte biri kaldı. Bu dörtte birin içinde de tehlike vardır; zira bu kısmın içine riyanın inceliklerinden nefsi temize çıkarmak ve boş konuşmak gibi günah olan şeyler karışır. Öyle bir şekilde karışır ki idrâk edilmesi pek güçtür. Bu nedenle insanoğlu böyle bir konuşma ile kendisini tehlikeye atmış olur. Kim dil âfetlerinin inceliklerini bilirse, kesinlikle anlar ki, Hazreti Peygamberin bu hususta söylediği en keskin ve şaşmaz şu ölçüye uymaktan başka çare yoktur: "Kim susarsa kurtulur." Büyük âlim Karîzî şöyle buyurdu: "Az konuş. Sözün şerrinden Allahü teâlâya sığın. Çünkü belâ, ağızdan çıkan sözle yan yanadır.", "Susmak, insana sevgi ve vakar kazandırır. Diline sahip olup, onu muhafaza eden kimse, sıkıntıya düşmez." Fudayl bin Iyâd hazretleri buyurdu ki: "İki şey kalbi katılaştırır. Çok konuşmak ve çok yemek." Muaz bin Cebel, Resulullaha, "Ey Allah'ın Resûlü! Biz söylediklerimizden sorumlu muyuz?" diye sordu. Hazreti Peygamber şöyle cevap verdi: "Ey Cebel'in oğlu! İnsanları burunları üzerine ateşe sürükleyen dillerin mahsulünden başka ne olabilir?" Hadis-i şerifte şöyle buyuruldu: "Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz. Kalbi de dili doğru olmadıkça doğru olmaz. Komşusunun şerrinden emin olmadığı bir kimse cennete giremez. Kim selâmette kalmayı seviyorsa, sükûttan ayrılmasın." > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr