Devs kabîlesinin reîsi Tufeyl, hicretten önce, Mekke'de imana gelmişti. Kavmini imana davet için Resûlullahtan bir alâmet istedi. "Yâ Rabbî! Buna bir âyet ihsân eyle" buyurdu. Tufeyl, kabîlesine gidince, iki kaşı arasında bir nûr parladı. Tufeyl, yâ Rabbî! Bu alâmeti yüzümden giderip başka yerime koy. Bunu yüzümde görenlerden bazısı, kendi dinlerinden çıktığım için cezâlandırıldığımı zannederler dedi. Duâsı kabul olup, nûr yüzünden gitti. Elindeki kamçının ucunda kandil gibi parladı. Kabîlesindekiler zamanla imana geldiler. Resûl aleyhisselâm, namaz kılarken şeytân gelip namazını bozmak istedikte, mübârek elleri ile yakaladı. Bir dahâ gelip namazı bozdurmayacağına dâir ondan söz alıp serbest bıraktı. Medine'deki münâfıkların reîsi olan Abdullah bin Übey bin Selûl, öleceğine yakın Resûlullahı çağırdı. Arkanızdaki gömleği bana kefen yapınız diye yalvardı. Her istenileni vermek âdeti olduğu için, gömleğini ihsân eyledi. Cenâze namazını dahî kıldı. Medine'de bulunan bin münâfık, Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" bu ihsânına hayrân kalıp, hepsi imana geldiler. Medine'de Benî Neccâr kabîlesinden hüsn-ü cemâl sâhibi bir kadın vardı. Bir cinnî buna âşık olup, dâimâ gelirdi. Resûl aleyhisselâm Medine'ye geldikten sonra, birgün bu cinnî, kadının evinin önündeki duvarda otururken, kadın onu tanıdı. Niçin bana gelmez oldun dedi. Cin, Allahü teâlânın Peygamberi "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" zinâyı ve bütün harâmları yasak etti, dedi. Muâviye "radıyallahü teâlâ anh" Şam'dan hacca gelip, Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" Medine'deki minber-i şerîfini bereketlenmek için Şam'a götürmek istedi. Minberi yerinden oynattıklarında, güneş tutuldu. Her taraf kararıp, yıldızlar göründü. Bu arzusundan vaz geçti. Allahü teâlâ, bir insanda bulunabilecek, görünür görünmez bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri, sevgilisinde toplamıştır. Meselâ, insanların en güzel yüzlüsü ve gayet nûrânî benizlisi idi. Sözleri gayet tatlı olup, gönülleri alır, ruhları cezb ederdi. Aklı o kadar çoktu ki, Arabistân yarımadasında, sert, inatçı insanlar arasında gelip, çok güzel idare ederek ve cefâlarına sabrederek, onları yumuşaklığa ve itaate getirdi.