"Kardeşinize yardım ediniz!"

A -
A +

Selmân-ı Fârisî hazretleri, Müslüman olduktan sonra Resûlullah efendimize, uzun yıllardan beri başından geçen hâdiseleri bir bir anlattı. Resulullah efendimiz hâline taaccüb edip, bunu Eshâb-ı kirâma da anlatmasını emir buyurdu. Eshâb-ı kirâm toplandı, o da, başından geçenleri bir bir anlattı. Selmân-ı Fârisî hazretleri îmân ettiği zaman, Arap lisanını bilmediği için tercüman istemişti. Gelen Yahûdî tercüman, Selmân-ı Fârisî'nin Peygamberimizi methetmesini aksi şekilde söylüyordu. O esnâda Cebrâil aleyhisselâm gelip, Selmân'ın sözlerini doğru olarak Resûlullaha bildirdi. Durumu Yahûdî de anlayınca, Kelime-i şehâdet getirerek Müslüman oldu. Selmân-ı Fârisî hazretleri, Müslüman olduktan sonra, köleliği bir müddet daha devam etti. Peygamber efendimiz, "Yâ Selmân! Kendini kölelikten kurtar!" buyurdu. Bunun üzerine, sâhibine gidip, azâd olmak istediğini söyledi. Buna zorla râzı olan Yahûdî, hurma verecek duruma gelmiş üçyüz fidan getirmesi ve kırk ukiye altın (o zamanki ölçüye göre belli bir miktar altın) vermesi şartıyla kabûl etti. Bunu Resûlullaha haber verdi. Resûlullah Eshâbına, "Kardeşinize yardım ediniz!" buyurdu. Onun için üçyüz hurma fidanı topladılar. Resûlullah efendimiz, "Bunların çukurlarını hazır edip, tamam olunca bana haber veriniz" buyurdu. Çukurları hazırlayıp haber verince, Resûlullah efendimiz teşrif edip, kendi eliyle o fidanları dikti. Bir tanesini de Hz. Ömer dikmişti. Hz. Ömer'in diktiği hariç, hepsi, Allahü teâlânın izni ile, o sene hurma verdi. O bir taneyi de söküp, kendi mübârek eli ile yeniden dikti ve diktiği anda hurma verdi. Selmân-ı Fârisî anlatır: "Bir gün bir zât beni arıyor ve, "Efendisi ile hürriyetine kavuşmak için belli miktarda anlaşan köle Selmân-ı Fârisî nerededir?" diye soruyordu. Beni buldu ve elindeki yumurta büyüklüğündeki altını bana verdi. Ben de Peygamber efendimize gittim ve durumu arz ettim. Resûlullah efendimiz bana, "Bu altını al, borcunu öde!" buyurdu. Bunun üzerine ben, "Yâ Resûlallah, bu altın Yahûdînin istediği ağırlıkta değil" diye arz ettim. Resûlullah efendimiz, o altını alıp, mübârek dilinin üzerine sürdü ve sonra, "Al bunu! Allahü teâlânın izniyle bu senin borcunu edâ eder" buyurdu. Daha sonra, Allah hakkı için o altını tarttım, tam istenilen miktarda geldi. Götürüp onu da sâhibime verdim. Böylece kölelikten kurtuldum. > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.