Karun, Musa aleyhisselâma muhalefette daha da ileri gidip, altından bina yaptı. Orada yemekler hazırlatıp ziyafetler vererek, İsrailoğullarını yanına çekmeye çalıştı. Onlardan bir kısmı, ona iltifat etmeye, ziyafetlerine gitmeye, sözlerine kanmaya başladı. Onun şatafat ve malına imrenip, onun gibi zengin olma hülyalarına düşenler oldu. Hatta bazıları onun emrine girerek, dediğinden çıkmaz oldular. Musa aleyhisselâm ona nasihat ederek, yaptıklarına son vermesini istedi. Allahü teâlâdan zekât emri gelinceye kadar bu hâl böyle devam etti. Allahü teâlâ, müminlere zekâtı farz kılınca; Musa aleyhisselâm, Karun'a, vereceği zekâtın miktarını söyledi. Karun eve dönüp, mal ve parasını hesap edince, vereceğini çok buldu. Nefsi, bunu vermeye yanaşmadı. İsrailoğullarından nefsine uyanları toplayıp, onlara dedi ki: - Musa'nın her dediğine itaat ettiniz. Ama o, şimdi de mal ve paralarınızı almak istiyor. Bunun üzerine, Karun'un dünyalığına aldananlar şöyle cevap verdiler: - Sen bizim büyüğümüz ve efendimizsin. Ne yapmamızı istersen, söyle yapalım. - Öyleyse size emrim, filan fahişeyi buraya getirin! "Musa benimle zina etti" desin, ona bahşiş vereyim. Bunu yapınca, İsrailoğulları Musa aleyhisselâma baş kaldırırlar; böylelikle biz de kurtuluruz. Fahişeyi getirdiler. Karun, ona yüklü bir miktar para verdikten sonra dedi ki: - Senin koruyucun benim. Seni, benim hanımlarımla birlikte bulunduracağım. Ama yarın, İsrailoğullarının gözü önünde, "Musa benimle zina etti" diyeceksin. Allahü teâlânın emrettiği zekâtı vermeye gelince, çok bulduğu için vermek istemeyen Karun, maksadına ulaşmak için, bir fahişeye yüklü miktarda altın vermekte hiç tereddüt etmiyordu. Zira nefs Allahü teâlânın emrine karşı gelmeyi ona tatlı gösteriyordu. Ertesi gün olunca, Karun, İsrailoğullarını topladı. Sonra Musa aleyhisselâma gelerek, "İsrailoğulları toplandı, seni beklerler. Allahü teâlânın emir ve yasaklarını, dinlerinin esaslarını, hükümlerini onlara bildir." Bunun üzerine Musa aleyhisselâm, onların yanına gitti. Anlatmaya başladı: "Hırsızlık yapanın elini keseriz; iftira edene, seksen sopa vururuz; zina eden bekâr kimseye, yüz sopa vururuz; evli olan kimse zina ederse, ölünceye kadar onu taşlarız."