İslam büyükleri, mevki makam, mal mülk gibi dünyalıklar ellerinden çıktığı zaman, kalblerinde derin bir rahatlık ve genişlik hasıl olurdu. Çünkü onlar Allah'ı ve Resulünü çok severlerdi. Allah'ı ve Resulünü çok seven ise, kendisini ibâdetin kemâlinden alıkoyan dünya meşguliyetini kerih görür. İşte bunun içindir ki onların en güzel ahlâkından biri de, dünya kendilerine gülüp teveccüh ettiği zaman kalblerinde bir sıkıntı ve kasvet hasıl olması idi. Eshab-ı kiram, Resûlullâha muhabbet bakımından insanların en ilerileri oldukları için, çoğu yanında, altın veya gümüş ile gecelemezdi. Peygamber efendimiz de, kendileri Ehl-i beytini, Ehl-i beyti de kendilerini çok sevdikleri için, "Allah'ım! Muhammedin âlinin rızkını kifayet miktarı eyle!" diye duâda bulunmuşlardır. Rızkın hâcet ve kifayet miktarı olması, kulun herhangi bir maişet düşüncesine takılmaması içindir. Bilhassa bu, böyle şeylere karşı sabrı olmayanlar için önemlidir. Zira böyle bir kimse gecesinde ve gündüzünde, hiç usanmadan rızık istemek için Allah'a yönelecek, ibadetlerinde aksama olacaktır. Abdullah bin Mes'ûd buyurdu ki: "İleride öyle zamanlar gelecek ki, mü'min, bir köleden daha zelîl olacak. Mü'minin hayatı, adetâ sirke içinde yaşayan sirke kurdunun yaşayışı gibi olacak!" Abdullah bin Bekr El-Müzenî de şöyle buyururdu: "Allahü teâlâ sevdiği kuluna, bir kadının çocuğuna şifa bulması için acı ilâcı yudumlatması gibi, dünyanın acılığını tattırır." Adamın biri, Peygamber efendimize, "Ey Allah'ın Resulü, ben seni seviyorum!" der. Resulullah Efendimiz de buyurur ki: "Eğer beni seviyorsan, sana hücum edecek fakirlik için bir zırh hazırla! Çünkü fakirliğin beni sevene hücumu, bir sel suyunun döküldüğü yere doğru akışından daha sür'atlidir." Hazreti Âişe validemiz buyurdu ki: "Dünya bize, Resulullâh'ın irtihaline kadar hep sıkıntılı ve bulanık göründü. Vaktâki Resulullâh irtihal buyurdu, dünya üzerimize döküldü de döküldü." Aliyyül-Havvâs buyurdu ki: "Kul, irfan makamlarında yükseldikçe dünyanın ona olan nefreti artar. Artık o, dünyayı talep de etse, dünya ona teveccüh etmez. Çünkü onun kalbinde kendisine bir yer bulamaz." Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr