Allahü teâlâ Davud aleyhisselama buyurdu: "Kim diğer yaratıklara bakmaz ve bana, güvenir bana dayanırsa; yer, gök ona hileye kalksa da, ben ona çıkacak yol bulurum." "Ey Davud! Beni sevdiğini iddia eden kimse, bütün gece yatar uyursa, yalan söylemiş olur. Herkes sevgilisini tenhada arayıp bulmak istemez mi? İşte ben, gece vakti beni arayanlar için hazırım." "İştiyakın bana olsun. Benimle ünsiyet et ve başkalarından uzaklaş." "Benim dostlarıma ne oluyor ki, onlar dünyalığı düşünüyorlar? Halbuki, dünya düşüncesi, benim münacatımın zevkini giderir. Ey Davud! Dostlarımdan istediğim, âhireti isteyip dünyalık için gazap etmemeleridir." "Ey Davud! Bir hususta, sen bir şeyi murad edersin, ben de o hususta irade ederim. Netice, ancak benim dediğim olur." "Ey Davud! Eğer benden yüz çevirenler, benim onları nasıl beklediğimi, onlara nasıl acıdığımı ve onların günahı terk etmelerini nasıl istediğimi bilseler, bana olan heveslerinden hemen ölür ve benim sevgimden birbirlerinden ayrılırlardı. Ey Davud! İşte benden yüz çevirenlere karşı iradem budur. Bundan, bana yönelenlere karşı irademin ne olacağını sen düşün. Ey Davud! Kulumun bana en çok muhtaç olduğu zaman, benden müstağni olduğu andır. Benim de kuluma en çok merhamet edeceğim zaman, kulumun bana arka çevirdiği andır. Benim katımda en yüksek mevki de, bana yöneldiği andır." "Ey Davud! Uyanık ol, kendine dost ara. Beni sevmekte, sana uymayanlarla da arkadaşlık yapma. Çünkü bu gibiler senin düşmanındır, kalbini karartır ve seni benden uzaklaştırırlar." "Ey Davud! Beni taleb eden birini gördüğün zaman, ona hizmetçi ol!" Davud aleyhisselam; "İlahi! Senin güneşinin hararetine dayanamazken yarın Cehennem ateşinin hararetine nasıl dayanacağım? Ya Rabbi! Senin rahmet için olan davetine dayanamazken, azab için olana nasıl tahammül edeceğim" der, gözyaşı dökerdi.