"Kimse yanmasın!"

A -
A +

Hazreti Ebû Bekir ile Ebüdderdâ, ikisi berâber giderken, bir dar yola geldiler. Ebüdderdâ önde, Hazreti Ebû Bekir arkada, o darlıkta yürürken, o sırada, Resul-i Ekrem Efendimiz karşıdan, parlak bir ay gibi, göründü. Hazreti Ebüdderdâ, Hazreti Ebû Bekir'in önüne geçmiş görünce Peygamber Efendimiz huzursuz olup, Ebüdderdâ'ya hitap ettiler ki: "Yâ Ebüdderdâ! Niçin Ebû Bekir'in önünden yürürsün. Bilmez misin ki, Ebû Bekir senden öncedir. Senden büyük olan kimsenin önünde gitmek edebi terk değil midir?" Hazreti Ebüdderdâ hatâsını anlayıp, tövbe ve istigfâr etti. Peygamber Efendimiz bir gün mescid-i şerîfinde, Eshâb-ı güzîn arasında, oturuyordu. Cebrâîl aleyhisselâm geldi. Sultân-ı Enbiyâ hazretlerine buyurdular ki: "Ebû Bekir'in bir sâat ibâdeti yetmiş yıllık ibâdet yerini tutar." Resûl-i ekrem Efendimiz bunlara cevap vermeyip, Hazreti Bilâl'e emretti ki: "Var, Ebû Bekir'i da'vet eyle!" Hazreti Bilâl, Hazreti Ebû Bekir'in kapısını çaldı. Dedi ki; "Sizi Peygamber Efendimiz çağırır." Hemen o sâat Hazreti Ebû Bekir yerinden kalkıp, Server-i kâinâtın bulunduğu yere gitti. Sultân-ı kâinât karşılayıp, Hazreti Ebû Bekir'i yanına aldı. Sonra sual etti ki; "Yâ Sıddîk, ne amel üzerinde idin?" Cevap verdiler ki; "Yâ Habîballah! Hatırıma şöyle geldi ki, Hak teâlâ iki yer halketti. Birinin adı Cennet ve birinin adı da Cehennem. Elbette takdîr yerini bulup, ikisini de dolduracaktır. Birini yaramaz kulları ile, birini sâlih kulları ile. Yâ Resûlallah! Dedim ki, yâ Rabbî! Bu zayıf kulunun bedenini büyültüp, Cehennem'e koy ki, benim bedenim ile Cehennem dolsun. Senin emrin yerini bulsun. Bütün âlem, Cehennem korkusundan halâs olsun." Ondan sonra Eshâb-ı güzîn Hazreti Ebû Bekir'in böyle duasına ve yüksek himmetlerine hayrân olup, cümlesi hayır dua ettiler. Hazreti Ebû Hüreyre'nin rivâyet ettiği hadîs-i şerifte, Resûlullah Efendimiz buyurdular: "Bize her ni'meti veren ve iyilik eden kimseye karşılığını verdik. Ebû Bekir'in iyilik ve ikrâmının karşılığını veremedik. Hak teâlâ hazretleri kıyâmette ona karşılığını verir. Ebû Bekir'in malının fayda verdiği gibi, bir kimsenin malı bana fayda vermedi. Eğer ben dost ittihaz edici olsa idim Ebû Bekir'i dost edinirdim. Lâkin bilmiş olun, sizin sâhibiniz, Allahü teâlâ hazretlerinin dostudur." Hazreti Ömer buyurdu ki; Ebû Bekir bizim seyyidimiz, hayırlımızdır ki, Habîb-i Ekrem hazretlerine cümlemizden sevgilidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.