Hârikalar, kerametler, ikiye ayrılır: Birincisi, Allahü teâlânın zâtına ve sıfatlarına ve işlerine âid olan bilgiler ve ma'rifetlerdir. Bunlar akıl ile, düşünce ile elde edilemez. Seçtiği kullara ihsân eder. İkincisi, mahlûkların şekillerini keşf etmek, madde âlemindeki gaybları bulmaktır. Birinci kerametler, doğru yolda bulunanlara, Allahü teâlânın sevdiklerine verilir. İkincisi, doğru yolda olana da, bozuk yolda olana da verilir. Çünkü, istidrâc sâhibi olan kâfirlerde de, ikinci hârikalar görülmekdedir. Kerametlerin, hârikaların birincisine, Allahü teâlâ şeref ve kıymet vermiştir. Bunları yalnız sevdiklerine ihsân eder. Düşmanlarını bunlara ortak etmez. Cahiller, hârikaların ikincisine kıymet verirler. Onları üstün ve yüksek görürler. Bunları kâfirlerde bile görünce, kalın kafalı oldukları için, onlara nerede ise, tapınacak olurlar. Onların iyi ve kötü her isteklerine boyun eğerler. Bu ahmaklar, belki de, hârikaların birincisini hârika bilmezler ve keramet saymazlar. Hârika deyince, yalnız ikincisini anlarlar. Keramet deyince, yalnız mahlûkların, madde âleminin bilinmesini, gayblardan haber verilmesini sanırlar. Mahlûkların bilinen veya bilinmeyen hâllerinden haber vermenin ne kıymeti ve hangi şerefi olabilir? Bunların bilinmemesi, bilinmesinden belki daha uygundur. Mahlûkların hâllerini, inceliklerini unutmak, belki daha yakışık alır. Şerefli ve kıymetli olan ve saygı göstermeğe, üstün görmeğe lâyık olan, uygun olan ancak Allahü teâlânın ma'rifetidir. İnsanların çoğu, Allahü teâlâdan kesilmiş olduklarından ve hep dünyayı düşündükleri için, maddeleri keşf edenlere, mahlûklardan bilmediklerini haber verenlere kıymet verirler. Onları büyük bilirler. Onları Evliyâ ve Allahü teâlânın seçilmiş kulları sanırlar. Hakîkatten haber verenlere dönüp bakmazlar. Bunların Allahü teâlâdan bildirdiklerine inanmazlar. (Bunlar, dedikleri gibi Evliyâ olsalardı, bizim hâllerimizden ve mahlûkların hâllerinden haber verirlerdi. Mahlûkların hâllerini bilmeyen kimse, bundan daha yüksek olan şeyleri nasıl bilir?) derler, bu bozuk ölçüleri ile Evliyâya inanmazlar, doğru sözü görmezler ve işitmezler. Halbuki, harikulade haller Müslümanlarda olduğu gibi, Hıristiyanlarda, Yahûdîlerde ve başka milletlerde de vardır. Çünkü, Allahü teâlâ buna kıymet vermez.