Küfür ve isyanda bu kadar ileri giden Semudlular, Hz. Salih'i susturmak maksadıyla yine toplandılar ve dediler ki: "Ey Salih! Peygamber olduğun doğru ise, bize vahşî hayvanlardan birkaç tane çağır da, gelip senin peygamber olduğunu söylesinler. O zaman gerçekten sana inanacağız. Salih aleyhisselam da onların bu istekleri karşısında, Allahü teâlâya duâ etti ve, "Ey hayvanlar, geliniz! İstedikleri şehadeti söyleyiniz" diye seslendi. Bunun üzerine, büyük bir arslan kükreyerek çıkageldi ve; "Buyur ey Salih aleyhisselam" deyip, Allahın birliğine, Hz. Salih'in peygamberliğine şehadet etti. Boynunu eğdi. Kâfirlerden biri; "Şu sihre bakınız" dedi. O anda arslan, o kâfire hücum etti. Kâfirlerden her biri dağılıp, evlerine kapanarak, kapılarını da kilitlediler. Sonra da pişman olup; "Ey Salih, bu belayı def et, seni dinleyeceğiz" diye özür dilediler. Hz. Salih'in işareti ile arslan geri dönüp kayboldu. O gün bir grup Semudlu, imanla şereflendi. Bunlardan son iman eden, Hz. Salih'in amcasının oğlu idi. Ancak kavmin çoğu iman etmedi. Bunun neticesinde cenab-ı Hak, isyan ve taşkınlığın (küfrün) zirvesine çıkan bu kavmin de kadınlarını, Hûd aleyhisselamın kavminde olduğu gibi, kısır bıraktı. Ağaçlar kuruyup meyve vermedi. Sığırlar buzağılamayıp, davarlar kuzulamadı. Semudluların bir kuyusu hariç, hepsi kurudu. Bu durum karşısında, Semud kavminin insanları kin ve öfke ile dediler ki: "Ey Salih, aramıza fesat karıştırdın. Mallarımıza, çoluk-çocuğumuza, bizlere zarar verdin. Buradan çekil git, yoksa seni öldürürüz!" Salih aleyhisselam, Allahü teâlânın emriyle, bir müddet kavminin yanından ayrıldı ve uzun müddet dönmedi. Daha sonra emr-i İlâhi ile kavminin yanına gitti. Onlar, bayramları sebebiyle bir yere toplanmışlardı. Reisleri süslü elbiseler giymişti. Putları da sağ ve soluna dizmişler, altın ve gümüşten kürsülere koymuşlardı. Reisleri Cenda, altın ve gümüşle süslü bir tahta kurulmuş oturuyordu. Salih aleyhisselam oraya gelince onları tekrar imana çağırdı. O esnada putlar yüzüstü düştü. Uzun zaman geçtiği için, kendisini tanıyamayan Semud kavminin reisi Cenda sordu: "Sen kimsin?" Salih aleyhisselam kendisini tanıtınca, Cenda; "Sen hakikaten Salih misin? Uzun zaman oldu, seni göremedik. Kırk sene kadar aramızda yoktun. Kaybolmuştun. Ey kişi! Sen Salih olamazsın. Sen bir sihirbazsın" deyip, onu ölümle tehdit etti.