"Kötülükler onların olsun!"

A -
A +

Hudeybiye Anlaşmasının yapıldığı günlerdeydi. Endişeli ve huzursuz bir bekleyiş hâkimdi. Eshâb-ı kirâm, Semüre ağacının altında toplanmış, hayatları üzerine Allahın Resûlüne bî'at ediyorlardı. Aralarında kuvvetli ve cesûr bir sahâbî olan Seleme bin Ekvâ da vardı. Resûlullah efendimiz: "Seleme nerede, gelip bî'at etsin!" diye seslendi. Seleme tekrar bî'at etti. Bu hâl üç defa tekrarlandı. Hz. Seleme her bî'at sonunda Resûlullaha olan bağlılık için tam üç defa söz vermişti. Bî'attan sonra sahâbîler dağıldılar. Seleme de uzakça bir ağacın altına gidip uzandı. O sırada dört kişilik bir düşman müfrezesi yanına gelerek Resûlullaha dil uzatmaya başladılar. Resûlullaha hayatı üzerine bağlılık sözü veren cesûr sahâbî, öfkesini zor kontrol ediyordu. Çünkü Resûlullah, sahâbîlerin müşriklere karşı herhangi bir harekette bulunmalarını men etmişti. Kalkıp başka bir ağacın altına gitti. Müşrikler de silahlarını bir ağaca asıp yere uzandılar. O sırada vâdinin aşağı tarafından bir ses duyuldu: - Yetişin, ey muhâcirler, İbni Zuneyn öldürüldü! Bu haberi duyan Seleme, daha fazla dayanamadı. Kılıcını eline aldı. Sessizce yatmakta olan müşriklerin yanına geldi. Ağaçta asılı duran kılıçlarını aldı. Sonra da bağırdı: - Kıpırdayanın başını uçururum! Bir anda neye uğradıklarını şaşıran müşrikler, korku içinde titremeye başladılar. Seleme; - Kalkın ve arkanıza bakmadan önüme düşün! diye emir verdi. Hepsini önüne katıp Resûlullahın huzuruna getirdi. Resûlullahın vereceği emre göre davranacaktı. Resûlullah harp edilmemesi husûndaki anlaşmayı ihlâl etmek istemedi, Onun için buyurdu ki: "Kötülüğün başı da, sonu da onların olsun. Bunları serbest bırakınız!" Hudeybiye Anlaşması gereğince, Müslümanlar Medîne'ye geri dönüyorlardı. Akşam olunca, henüz müşrik olan Lıhyanoğulları kabîlesine yakın bir yerde konakladılar. Arada yüksekçe bir tepe bulunuyordu. Resûlullah efendimiz, gece düşmanı gözetlemek için bir gönüllü aradı ve ona Allahtan magfiret dileyeceğini söyledi. Seleme hemen ileri atıldı: - Ben emrinize hazırım, yâ Resûlallah! O gece tek başına düşmanın hücum tehlikesine aldırmadan nöbet bekledi. Cesâret ve fedâkârlığını bir defa daha ispatladı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.