"Kulum beni nasıl zannederse..."

A -
A +

Allahü teâlâ, şartlarına uygun tövbe yapılınca, her türlü küfürü ve her türlü günahı muhakkak af eder. Dilerse, küfürden başka günahları tövbesiz de, af eder. Hadîs-i şerifte, "Allahü teâlâya hüsn-i zan ediniz" buyuruldu. Zümer sûresi, elliüçüncü âyetinde meâlen, "Ey günahı çok olan kullarım! Allahın rahmetinden ümîdinizi kesmeyiniz. Allah, günahların hepsini af eder. O, sonsuz magfiret ve nihâyetsiz merhamet sâhibidir" buyuruldu. Hadîs-i şerifte, "Allahü teâlâya hüsn-i zan etmek, ibâdettir" ve "Kendisinden başka ilâh olmıyan Allahü teâlâya yemîn ederim ki, Allahü teâlâ kendisine hüsn-i zan ederek yapılan duâyı, elbette kabûl eder" ve "Kıyâmet günü, Allahü teâlâ bir kulunun Cehenneme atılmasını emreder. Cehenneme götürülürken arkasına dönerek, 'yâ Rabbî! Dünyada sana hep hüsn-i zan ettim' deyince, 'onu Cehenneme götürmeyiniz! Kulumu, bana olan zannı gibi karşılarım' buyurur" buyuruldu. Hadîs-i kudsîde, "Kulum beni nasıl zan ederse, ona zan ettiği gibi muâmele ederim" buyuruldu. Kabûl edeceğini zan ederek tövbe edeni af eder. Allahü teâlânın, Peygamberlerine haber vermesine, bildirmesine "Vahiy" denir. Vahiy, iki türlüdür: Birincisi, Cebrâîl ismindeki bir melek, Allahü teâlâdan aldığı haberleri getirerek Peygambere okur. Bu vahyin kelimeleri de, manaları da Allahdan gelmiştir. Kur'ân-ı kerîm, böyledir. İkincisi, Allahü teâlâ tarafından Peygamberin "aleyhissalâtü vesselâm" kalbine bildirilir. Peygamber, bu vahyi, kendi bulduğu kelimelerle yanındakilere söyler. Bu sözlere, "Hadîs-i kudsî" denir. Hadîs-i kudsînin kelimeleri, Peygamberdendir. Peygamberin "aleyhissalâtü vesselâm" kelimeleri de, manaları da kendinden olan sözlerine, "Hadîs-i şerîf" denir. Bir kötü huy da, inatçılıktır, hakkı, doğruyu işitince, kabûl etmemektir. Ebû Cehil, inâd ederek, Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" Peygamber olduğuna inanmadı, inkâr etti. İnâd, riyâdan, hıkddan, hasedden yâhud tamahtan hâsıl olur. Hadîs-i şerifte, "Allahü teâlânın en sevmediği kimse, hakkı kabûl etmekde inâd edendir" buyuruldu. Hadîs-i şerifte, "Mümin vekar sâhibi olur, yumuşak olur" buyuruldu. Vekar sâhibi dünya işlerinde kolaylık gösterir. Din işlerinde, sarp kaya gibi olur. Bir dağ, zamanla aşınabilir. Müminin dîni hiç aşınmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.