Kur'ân-ı kerimi anlamak!..

A -
A +

Eskiden ramazanlarda, camilerde, evlerde, konaklarda, hatimler indirilir, mukabeleler okutulurdu. Şimdi işitiyoruz ki, reformcuların, mezhepsizlerin propagandaları ile bunun yerine manasını öğrenelim diye meal okuma hastalığı peyda olmuş. Halbuki, Kur'an-ı kerimin manasını, tam olarak, yalnız Muhammed aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Çünkü Kur'an-ı kerim Ona inmiştir. Kur'an-ı kerimi tefsir eden Odur. Doğru tefsir kitabı da, Onun hadis-i şerifleridir. İslam alimleri de bu hadis-i şerifleri açıklayarak, herkesin anlayabileceği seviyede fıkıh kitaplarını yazdılar. Din ancak buradan öğrenilir. Çünkü, meallerden, tefsirlerden hüküm çıkartabilmek için en az otuz sene durmadan çalışıp, yirmi ana ilmi, iyi öğrenmek lazımdır. Bu yirmi ana ilmin kolları, seksen ilimdir. Ana ilimlerden biri, "Tefsir" ilmidir. Bu geniş ilimleri bilmeyenlerin, bugünkü Arapçaya göre yaptıkları Kur'an tercümeleri, Kur'an-ı kerimin manasından bambaşka birşey oluyor. Yeni yazılan Türkçe tefsirlerin hepsinde, şahsî düşünceler bulunmakta, biri diğerine uymamaktadır. Böyle olduğu için de, okuyanlara zararı, faydasından çok olmaktadır. Hele İslam düşmanlarının, bid'at sahiplerinin, Kur'an-ı kerimin manasını bozmak için yaptıkları tefsir ve tercüme kitapları, birer zehirdir. Bunları okuyanlarda, birtakım şüpheler, itirazlar hasıl oluyor. Çünkü herkes kendi kafasına göre mânâ veriyor. Din düşmanları kasıtlı olarak, dini yıkmak için piyasaya mealler sürmektedirler. Hepsi de sadece kendisininkinin doğru olduğunu söylüyor. Zaten ilk meali neşreden gayri müslimlerin bir yayınevidir. Dini, tefsirden, meallerden öğrenmeye kalkışmak, ilkokul çocuğunun eline, yüksek matematik kitabı koyup, buradan matematiği öğren demekten daha abestir. Bugün bir de piyasada latin harfleri ile yazılmış "Kur'an-ı kerim" denilen kitaplar var. Kur'an-ı kerimin orijinalinden başkasına Kur'an-ı kerim denmez. Kur'an-ı kerimin, latin harfleri ile yazılmasına imkan yoktur. Çünkü bu harflerde, Kur'an-ı kerim harflerinin hepsinin karşılığı yoktur. Mesela, Kur'an-ı kerimde, üç tane "s" harfi var. Üç tane "z" harfi var. Türkçede bunların hepsinin karşılığı bir harftir. Bunun için, mânâ bozuluyor. Okunan, Kur'an olmayıp, mânâsız bir ses yığını oluyor. Mesela, İhlas suresinde geçiyor. "Ehad" yerine "ehat" denilirse, namaz fasid oluyor, bozuluyor. Bunun için, Kur'an-ı kerimin okumasını öğrenip, aslından orijinalinden okumamız ve dinimizi de mealden değil ilmihal kitaplarından öğrenmemiz şarttır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.