Kurbağa ve kan musibeti!

A -
A +

Kıbtîler sözlerinde durmadıkları için bu defa da kurbağa istilasına uğradılar. Çamaşırını, kabını, yiyeceğini ve içeceğini açan, içinde muhakkak kurbağa bulurdu. Konuşmak isteyenin ağzına kurbağalar sıçrardı. Yatağında yatan, uyanınca, üzerinde birbiri üstünde kaynaşan kurbağalar bulur, bu yığından dolayı sağa ve sola dönemezdi. Yemek için ağzını açanın ağzına, yemekten önce kurbağa girerdi. Yoğurdukları hamura, pişirdikleri yemeğe karışırlardı. Ateşlerine kurbağalar atlar, söndürürler; yemeklerine girip bozarlardı. Ateşte ve sıcak suda, kurbağalara bir şey olmuyordu. Kısacası, Kıbtî halkına çok büyük eziyet verdiler. Şaşkınlık içinde ne yapacaklarını bilemez oldular. Darda kalıp, Firavun'a başvurdular. Çare bulunamadı. Sıkıntıdan ölecek duruma geldiler. Şehir ve yollar, ayakları ile ezdikleri, ölü kurbağalarla doldu. Her taraf kurbağadan geçilmez oldu. Ağlayıp, Musa aleyhisselâma şikâyette bulundular: - Bu belâyı bizden kaldır. Bu sefer tövbe ederiz ve bir daha eski hâlimize dönmeyiz! Musa aleyhisselâm onlardan, sözlerinde duracaklarına dair söz aldı. Sonra Hak teâlâya duâ etti ve belâdan kurtuldular. Sağ kalan kurbağalar Nil'e gitti. Bir hafta, üzerlerine belâ olarak kaldıktan sonra, Allahü teâlâ bir rüzgâr gönderip, ölü kurbağaları bertaraf etti. Bir ay, bir rivayette kırk gün rahat içinde yaşadılar. Kurbağa musibetinin kaldırılmasından sonra, yeminler ederek, yalvararak verdikleri ahde yine sadakat göstermediler. Küfür ve başka bozuk amellerine yine döndüler. Sanki önceki hâller hiç olmamış, kendilerine hiç belâ gelmemiş gibi bozuk işlerine devam ettiler. Kıbtîlerin, verdikleri sözü her seferinde bozmaları üzerine, bu sefer musibet olarak, Allahü teâlâ, onlara kan gönderdi. Şöyle ki; Hazreti Musa'ya nehre gidip, asa ile vurması vahyedildi. Nehre vurunca, Allahü teâlâ Nil Nehrini kan olarak akıttı ve Firavun taifesinin bütün suları kan oldu. Kıbtîler; nehirlerden, kuyulardan aldıkları suların kan olduğunu gördüler. Bu durumdan Firavun'a şikâyet ederek, dediler ki: - Biz, bu kan belâsına tutulduk. İçecek başka bir şeyimiz de yok. - Musa size büyü yaptı. Kıbtîlerden hiçbirinin hatırına gelip de, Firavun'a, "Hani sen tanrılık iddia ediyordun! Eğer gerçekten tanrı isen, bu azabı bizden kaldır!" diye söylemiyorlardı. Bazen burunlarından da kan boşalıyordu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.