Lût aleyhisselâmın birçok mucizesi vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Lût aleyhisselâm kavmini hak yola ve Allahü teâlâya iman ve ibâdete davet etmek ve kötülüklerden sakındırmak için köylere giderdi. Bir bölgede ondan mucize istediler ve, "Hakikaten peygamber isen bulutsuz havada yağmur yağdır" dediler. Bunun üzerine Lût aleyhisselâm duâ edip, Allahü teâlâdan bulutsuz havada yağmur yağdırmasını istedi. Allahü teâlâ, duâsının kabul olduğunu ve eliyle havaya işaret etmesini vahyetti. Lût aleyhisselâm aldığı emir üzerine, eliyle semaya işaret eder etmez, yağmur yağmaya başladı. Fakat Hazreti Lût'un peygamberliğine yine inanmadılar. Bulutsuz havada yağmur yağması mucizesi, başta sevgili Peygamberimiz olmak üzere başka peygamberlerde de görülmüştür. Aslında bulutlar insanlar için bir perdedir. Bulutları yaratan Allahü teâlâ, bulutsuz da yağmur yağdırmaya kâdirdir. Ancak bulutları bir sebep olarak yaratmıştır. Hiçbir şeyi sebepsiz olarak yaratmamaktadır. Fakat, peygamberlerin, peygamberliklerini ispatlamaları için ve velî kulları için bazı şeyleri sebepsiz olarak yaratmaktadır. Hazreti Lût, kavmini yaptıkları kötü işten sakındırmasına karşılık, kavmi, onun bu sakındırmasına engel olmak, ondan intikam almak istiyordu. Bunun için de, Lût aleyhisselâmın koyunlarının otlu yerde yayılmasına engel oluyorlardı. Beldelerinde otsuz bir dağ vardı. Lût aleyhisselâm, otsuz dağda ot bitirmesi için, cenâb-ı Hakka duâ etti. Allahü teâlâ peygamberinin duâsını kabul buyurup, o zamana kadar hiç ot bitmeyen dağda yeşil otlar bitirdi. Lût aleyhisselâm yaşadığı müddetçe, o dağdan otlar eksik olmadı. Başka ilgi çekici bir taraf ise; Lût aleyhisselâmın koyunları, o otlardan yediği hâlde bir şey olmuyor, fakat sapık ve azgın kavminin koyunları yediği zaman onların koyunları ölüyordu. Lût aleyhisselâmın kavmi onun davetini kabul etmediği gibi, ona taş atarlardı. Bu taşların hiç birisi, Allahü teâlânın korumasıyla Hazreti Lût'a değmezdi. Lût aleyhisselâm bir taş üzerinde yatsa, sünger gibi yumuşak olurdu. Lût aleyhisselâmın kavmi, bir gün onu öldürmeye karar vermişti. Bu hususu Allahü teâlâ ona vahiy ile bildirip, bir dağa gitmesini emir buyurdu. Emr-i İlâhiye uyarak bir dağa gitti. Yolda çok yorulduğundan, bir yere yatıp uyumuştu. Kavminden yedi kişilik bir grup onun izini takip ederek buldular. Bir taş üzerinde uyuduğunu, üzerinde yatmış olduğu taşın sünger gibi yumuşak olduğunu, yattığı yerin çukurlaşmış olduğunu gördüler ve insafa gelip iman ettiler.