Evliyânın büyüklerinden ve "Silsile-i aliyye"nin meşhûrlarından Mazhar-ı Cân-ı Cânân bir nasihatinde talebelerine buyurdu ki: "Takvânın ve verânın, yani haramlardan ve şüpheli şeylerden sakınmanın yolu, Resûlullah efendimize mütâbeat yâni tam uymak ve onun bildirdiklerini candan kabûl etmektir. Kendi hâlinizi, Kitab ve Sünnette bildirilen hususlar ile karşılaştırınız. Eğer hâliniz, Kitab ve Sünnette bildirilen hususlara yâni dînin emirlerine uygun ise makbûldür. Uygun değilse merdûddur, reddedilecektir." Tâbiîn devrinde Basra'da yetişen meşhûr hadîs ve fıkıh âlimlerinden ve velî Sâlih bin Beşîr el-Mürrî buyurdu ki: "Dünyâdan sonraki yolculuk çok uzundur. O uzun sefer için, yol azığı hazırlayınız ve biliniz ki, azıkların en hayırlısı, takvâdır. İnsanlara şaşıyorum! Onlar ki, azık tedarik etmek ve âhiret yolculuğuna hazırlanmakla emrolunmalarına rağmen, birbirlerini engelleyip oyalanmaktan başka bir şey yapmıyorlar." Büyük velîlerden Sehl bin Abdullah Tüsterî buyurdu ki: "Takvâsının doğru olmasını isteyen, bütün günahlardan el çeksin." Büyük velîlerden Şâh Şücâ Kirmânî buyurdu ki: "Takvânın alâmeti verâ; verânın alâmeti, helâl olduğu şüpheli olan şeylerden geri durmaktır." Tâbiîn devrinin meşhûr âlim ve velîlerinden Zührî hazretleri buyurdu ki: "Zührî, kabîlesinden Sa'd bin İbrâhim'e; 'Hangi şehir halkı daha âlimdir?' diye sordu. O da; 'Allahü teâlâdan en çok korkan' cevâbını verdi." Ebû Hüreyre hazretleri, kıyâmet günü, Allahü teâlânın huzûrunda kıymetli olanların verâ ve zühd sâhipleri olduklarını beyân etmiştir. Hasen-i Basrî hazretleri "Zerre kadar verâ sâhibi olmak, bin nâfile oruç ve namazdan daha hayırlıdır" demiştir. Allahü teâlâ buyurur ki: "Ey kulum! Emrettiğim farzları yap, insanların en âbidi olursun. Yasak ettiğim haramlardan sakın, verâ sâhibi olursun. Verdiğim rızka kanâat eyle, insanların en ganîsi olursun, kimseye muhtaç kalmazsın." Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr