Bir gün Amr bin Âs hazretleri, Peygamber efendimize arz etti ki: - Yâ Resûlallah, nice müddettir, İslâmiyet sarayını yıkmaya kasdettim. Şimdi murâdım odur ki, öyle bir iş yapayım ki İslâma geldiğim belli ola! Habîb-i kibriyâ buyurdu ki: - Yakında seni bir hizmete gönderirim. Bir süre sonra Resûl-i ekrem, Amr bin Âs'a buyurdu ki: "Elbiseni giy, silâhını kuşan ve yanıma gel!" Derhal bu emri yerine getirerek huzûra vardı. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Ey Amr! Seni ordunun başında gazâya göndereceğim. Allahü teâlâ sana selâmet ve ganîmet versin ve çok sâlih mal ile dön. Sâlih mal, sâlih kimsede ne güzeldir." Gündüzleri gizlenerek, geceleri ise hedefe doğru ilerliyerek, Zât-üs-Selâsil'e yaklaştılar. Burada, kâfirlerin başka kabîlelerle birleştiğini haber alan Amr bin Âs, durumu Resûlullah efendimize bildirdi. Fahr-i âlem efendimiz, Ebû Ubeyde bin Cerrâh'ın emri altında, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'in de bulunduğu bir birliği Amr bin Âs'a yardım için gönderdi. Ebû Ubeyde bin Cerrâh, Amr bin Âs'ın yanına varınca, ona tâbi oldu. Mücâhidlerin gittiği bölge çok soğuktu. Isınmak için ateş yakmak istediler. Amr bin Âs karşı çıkarak, "Kesinlikle kimse ateş yakmayacak" dedi. Bu sözler üzerine Hz. Ömer ve diğer Eshab sükût etti. Amr bin Âs, gece ve gündüz ilerleyip, Belî kabîlesine baskın ve akınlar yaptı. Önceleri güçlü bir ordu ile karşılaşmadı. Belî topraklarında bir müddet ilerledikten sonra, düşman ordusuyla karşılaşan Amr bin Âs'ın birliği, savaşa başladı. Tekbîr sesleriyle toplu hücûma geçen mücâhidler karşısında kâfirler dağıldılar ve kaçmaya başladılar. Mücâhidler onları tâkib etmek istedi ise de, Amr bin Âs izin vermedi ve gazâda çok sayıda esir ve ganîmet ele geçirildi. Medîne'ye döndüklerinde, mücâhidlere ateş yaktırmama konusu Resûl-i ekreme intikâl etti. Bunun üzerine Amr bin Âs dedi ki: - Ey Allahın Resûlü! Müslümanların sayısı az idi. Düşmanın, yanan ateşe bakarak, onları az görmesinden korktum. Kâfirleri tâkib etmekten onları menettim. Zîrâ pusu kurulmasından, pusuya düşürülmekten çekindim. Amr bin Âs'ın bu davranışı Resûl-i ekremin hoşuna gitti...