Ramazan ayında nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibi ve bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibi olduğu için, zekatı Ramazan ayında vermek bir âdet halini almıştır. Zekat verme günü Ramazandan önce olup, zekatını verme imkanı olan kimselerin, daha çok sevap kazanacağım diye Ramazanı beklemesi uygun değildir. Zekat, fakirlerin ihtiyaçlarını, cemiyetin kabul edip yüklenmesi, garanti etmesi demektir. Şehrin bir köşesinde, bir müslüman, açlıktan perişan duruma düşüp ölse, şehirdeki zenginlerden birinin, az bir zekat borcu kalsa, ondan mesul olur. Zekat, müslümanlar için bir nevi sigortadır. Kur'an-ı kerimde namazla birlikte en çok geçen emirdir zekat vermek. İslamın beş şartından biri olan zekat üzerinde hadis-i şeriflerde çok durulmuştur. Bunlardan birkaçı şöyle: "Bir millet zekat vermezse, rahmetten mahrum kalır. Hayvanlar da olmasa, hiç rahmet görmezler." "Zenginlerin zekatı, fakirlere kafi gelmeseydi, Allahü teala, onlara nafaka gönderirdi. Eğer fakirler, aç kalıyorsa, zenginlerin zekat vermeyişindendir." "Malının zekatını veren, o malın şerrinden, kendisini korumuş olur." Peygamber efendimiz, eshab-ı kirama nasihat ederken buyurdu ki: "Hastalıklarınızı sadaka ile tedavi edin! Mallarınızı zekat ile koruyun! Çünkü bunlar sizdeki kötülükleri ve hastalıkları defeder." Kur'an-ı kerimin çeşitli yerlerinde namaz ile zekat birlikte zikredilmektedir. Cenab-ı Hak, "Namazı kılın, zekatı verin" buyuruyor. Hadis-i şerifte de, "Zekatını vermeyenin namazı kabul olmaz" buyuruldu. Kur'an-ı kerimde, namazla zekatın sık sık tekrar edilmesi, bunların çok önemli bir ibadet olduğunu göstermektedir. Zekat vermeyen, haram işlemiş olur. Haram işleyenin de namazları kabul olmaz. Yani namaz borcundan kurtulursa da, namazlarının sevabını alamaz. Haramların hepsinden kaçmak lazımdır. Zekat vermek çok sevap olduğu gibi, farz olduğu halde vermemek de büyük günahtır. Zekat vermeyen kamil müslüman kabul edilmemiştir.