Bir kimsenin malına canına zarar vermek, malını gasbederek veya hırsızlıkla ele geçirmek, hıyânet etmek, sövme benzeri bir davranış ve söz ile bir kimsenin namûsuna, şerefine söz söylemek ve gıybet etmek kul hakkını gerektirir. Bu hakkın ödenmesi, yapılan zulümden, kötülükden vazgeçip mazlûmu razı etmekle olur. Mazlûmu râzı etmeden böyle hakların durulması konusunda af ve mağfiret mümkün değildir. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: "Her kim, bir din kardeşine zulüm etmişse, kendisini dünyada iken affettirsin, zira kıyamet günü ne dinar ne de dirhem vardır. Eğer zalimlerin salih ameli varsa zulüm miktarınca alınıp mazluma verilecektir. Eğer salih ameli yoksa, mazlumun günahları zalime yüklenecektir." Resûlullah, Eshâb-ı kirâma "Müflis kime denir?" diye sordu. Malı ve parası olmayan kimseye denir, dediler. Bunun üzerine Resûlullah, "Müflis şu kimsedir ki; Kıyâmet günü namaz, oruç zekât ile gelir. Ancak birine söğmüş, diğerine iftira etmiş birinin malını yemiş, diğerinin kanını dökmüş, ötekine vurmuştur. Yaptıklarına karşı iyiliklerinden alınıp hak sâhiblerine verilir. Sevâbları bitince mazlûmların günâhları buna yüklenir. Böylece Cehenneme atılır." Ebû Hüreyre'nin "radıyallahü anh" rivayetine göre, Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: "Bir kimse Allahın kulunu döğerse, Kıyâmet günü muhakkak döğülen döğenden hakkını alacaktır" Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Müslüman, müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez. Onu sıkıntıda bırakmaz. Kardeşine yardım edene, Allahü teâlâ yardım eder. Kardeşinin sıkıntısını giderenin, Allahü teâlâ kıyâmet günü sıkıntısını giderir. Bir müslümanı sevindireni, Allahü teâlâ kıyâmet günü sevindirir." Ehl-i sünnet âlimleri buyurdu ki: Bir kimse diğerine "Ey köpek" veya "Ey domuz" veyâ "Ey eşek" derse, Hak teâlâ Kıyamet günü bu kimseye, "Benim, onu köpek veya domuz veyâ eşek olarak yarattığımı gördün mü?" diye soracaktır.