İslam büyükleri hastalığın sadece hasta için değil, ziyaretçiler için de bir nimet olduğunu bildirmişlerdir. Bunun için hastayı ziyaret etmeyi ganimet bilirlerdi. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: "Hasta ziyaret eden kimse için, yetmiş bin melek, ertesi gün aynı vakte kadar istiğfar eder." "Hasta ziyaretine giden kimse, Allahü teâlânın rahmetine girer, onun yanında oturunca da bu rahmete gömülmüş olur." "Bir hastayı ziyaret edip, yanında bir miktar oturan Müslümana, bir an günah işlenmemiş bir yıllık amel sevabı verilir." Peygamber efendimiz, hasta ziyaretçisine çok sevap verildiğini bildirince, oradakiler, bundan dolayı hastaya da sevap olup olmadığını sordular. "Hastaya kat kat daha çok sevap verilir" buyurdu. Hasta bu sevaba tam olarak kavuşabilmesi için, halinden şikayet etmemesi lazımdır. Peygamber efendimiz, sadakayı gizli veren, musibetini gizleyen, hâlini Allah'a arz eden için, Allahü teâlâ buyurur ki: Kulum verdiğim belaya, hastalığa sabretti. Ziyaretçilere beni şikayet etmedi. Ben de onun vücudunu daha sıhhatli kılarım. Günahsız olarak iyileşir. Ölürse rahmetime kavuşur, buyuruyor. Hasta hâlinden şikayet etmediği gibi, "Beni ziyarete gelmiyorlar" diye de şikayet etmemelidir! Kendisini ziyarete gelmeyenin bir mazeretinin olabileceğini düşünmeli, ona suizan etmemeli, küsmemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Müslüman kardeşine üç günden çok dargın durmak helal değildir." Peygamber efendimiz, bir hastayı ziyaret edince, "Bir şeyin yok, inşaallah bu rahatsızlığın, günahlarını temizler" buyururdu. Ziyarete yeni elbise ile değil, her gün giyindiği elbise ile gitmelidir! Hastanın başucunda değil, ayak ucunda oturmayı tercih etmelidir! Hastanın yüzüne bakmayıp, sağa sola bakmak veya önüne bakmak uygun olmadığı gibi, devamlı olarak hastanın yüzüne bakmak da uygun değildir... Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr