Meleklerin misafirliği

A -
A +

Hazreti İshak'ı müjdelemek için gelen melekler, gayet güzel yüzlü birer genç suretinde olarak, İbrahim aleyhisselâmın karşısına çıktılar. Bunlar; Cebrail, Mikâil ve İsrâfil aleyhimüsselâm idi. Yanlarında başka melekler de vardı. Melekler güzel yüzlü genç suretinde İbrahim aleyhisselâma gözüküp; selâm verdiler. İbrahim aleyhisselâm, selâmlarını aldıktan sonra, onları, evinde en iyi yere oturttu. Onlara ikram etmek üzere hemen kızartılmış bir buzağı (dana) getirdi. Bu nefis yiyeceği misafirlerin önüne koyup; "Buyurunuz, yiyiniz" dedi. Fakat bu misafirler yemeğe hiç el uzatmadılar. Bu durum karşısında İbrahim aleyhisselâm tedirgin olup, endişelendi. O zamanki âdete göre, bir eve misafir geldiğinde, misafir, ikram edilen şeyleri yerse, o misafirden emin olunur; yemezse, bu misafirin zarar vermek üzere geldiğine hükmedilir, ondan çekinilirdi. Hatta böylelerinin zararından korkulurdu. İbrahim aleyhisselâmın kalbine bu sebeple bir endişe gelmiştir. İbrahim aleyhisselâm ile melekler arasında şu konuşma geçti: "Buyurun, yemez misiniz?" "Biz yemeğin ücretini vermeden yemeyiz." "Yiyiniz de bedelini veriniz. Bu yemeğin bir ücreti vardır." "Bu yemeğin ücreti nedir?" "Yemeğin başında Allahü teâlânın ismini söylemek, sonunda da hamdetmektir." İbrahim aleyhisselâmın bu sözü üzerine, Cebrail aleyhisselâm, Mikâil aleyhisselâma bakarak dedi ki: "Bu zat, Allahü teâlânın dost (halil) edinmesine lâyık bir kimsedir." Bundan sonra melekler, "Ey İbrahim! Endişe etme! Biz Lût kavmini helâk etmek için gönderildik" diyerek melek olduklarını açıkladılar. Böylece yemeği yememelerinin sebebi de anlaşıldı. Çünkü melekler yemezler, içmezler. Daha sonra İbrahim aleyhisselâmın korkusu dağılınca, melekler ona bir oğlunun, yani Hazreti İshak'ın olacağını müjdelediler. Hazreti Sâre, meleklerin bu müjdesini işitince, hayrete kapılarak ellerini yüzüne kapayıp dedi ki: "Hayret, benim mi çocuğum olacak? Ben artık ihtiyarladım. Çocuk doğuracak hâlde değilim! Siz nasıl olur da böyle söylersiniz? Üstelik benim kocam da ihtiyarlamıştır. Bu görülmemiş bir iştir." Hazreti Sâre'nin bu sözleri üzerine melekler, şu cevabı verdiler: "Muhakkak Allahü teâlâ neyi dilerse, o olur. Allahü teâlânın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizedir. Şüphesiz ki, Allahü teâlâ, kendisine şükür ve hamd edilmesini gerektiren işleri yapar, yaratır."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.