Merhamet deryası...

A -
A +

Resulullah Efendimiz merhamet deryası idi. Uhud savaşında, Peygamber efendimizin bir dişi kırılmış, mübarek yüzü yaralanmıştı. Bu hal, Eshab-ı kiramı son derece üzdü. Peygamberimize "Müşriklerin aleyhinde dua etseniz?" dediler. Peygamberimiz "Ben, lanetleyici olarak gönderilmedim. Fakat, ben, hakka davetçi ve rahmet olarak gönderildim. Allahım! Kavmime hidayet nasib et! Çünkü onlar bilmiyorlar!" diyerek hayır dua etti. Hz. Ömer "Babam, anam, sana feda olsun ya Resulallah! Nuh aleyhisselam, kavmi hakkında "Ey Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden yurt tutan, gezip tozan hiçbir kimse bırakma! (Nuh suresi: 26) diye dua etmişti. Mübarek yüzünüzün kana boyandığı ve dişinizin kırıldığı zaman, Nuh aleyhisselam gibi, siz de, aleyhimizde dua etmiş olaydınız, son ferdimize kadar hepimiz, muhakkak helak olurduk! Fakat, siz, böyle demekten kaçındınız da "Allah'ım! Kavmimi mağfiret buyur. Çünkü, onlar bilmiyorlar!" diyerek hayır dua ettiniz!" dedi. Peygamberimiz, kendisine yapılanlara sükut etmekle kalmamış, hatta onların suçlarını bağışlamış, sonra şefkat ve merhamet etmiş kendilerinin bağışlanmaları için dua ve şefaatte bulunup "Onları affeyle, onları hidayete erdir!" demiş, sonra da şefkat ve rahmetinin sebebini "Benim kavmimi" sözüyle açıklamış "Onlar bilmiyorlar" sözüyle de bilgisizliklerini, kendileri hakkında mazeret olarak göstermiştir. Ebu Süfyan bin Harp, kabileleri toplayıp Medine üzerine yürüyerek Peygamberimizin Amcası Hz. Hamza'yı ve birçok Sahabeyi şehid ettirdiği halde, Peygamberimiz, onu bağışlamış ve "Yazıklar olsun sana ey Ebu Süfyan! Senin için, Allahdan başka ilah bulunmadığını öğrenme zamanı daha gelmedi mi?" buyumakla yetinmiş, o da "Babam, anam sana feda olsun! Senden daha halim, daha kerim, akraba hakkını daha çok gözeten kimse yok!" diyerek Peygamberimizin bu husustaki üstün ahlakını dile getirmişti. Kureyş müşriklerinin, Peygamberimize yapageldikleri ağır işkence ve kötülükler yüzünden, köklerinin kazınacağından hiç kuşkuları yoktu. Peygamberimiz, Fetih hutbesinde, onlara "Şimdi, hakkınızda ne yapacağımı sanıyorsunuz?" diye sordu. Kureyşliler "Biz, Senin hayr ve iyilik yapacağını sanar ve 'hayır yapacaksın!' deriz. Sen, kerem ve iyilik sahibi bir kardeşsin. Kerem ve iyilik sahibi bir kardeş oğlusun!" dediler. Bunun üzerine, Peygamberimiz "Yusüf aleyhisselamın, kardeşlerine dediği gibi, ben de, "Size, bugün, hiçbir başa kakma ve ayıplama yok! Allah, sizi affeylesin! O, esirgeyenlerin, en esirgeyicisidir. (Yusüf suresi: 92) diyorum, buyurdu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.