Mesuliyetten çok korkarlardı!

A -
A +

İs­lam bü­yük­le­ri, ka­dı­lık, imam­lık, mü­ez­zin­lik gi­bi di­ni me­su­li­ye­ti olan iş­ler­de va­zi­fe al­mak­tan ka­çı­nır­lar­dı. Ta­le­be­le­ri­ne ve ya­kın­la­rı­na da izin ver­mez­ler­di. Za­ru­ret ha­sıl olup, bu gö­re­vi al­ma­dı­ğı tak­dir­de di­nen me­sul ola­cak­la­rı du­rum­lar ta­bi­i ki müs­tes­na. Süf­yan-ı Sev­rî haz­ret­le­ri bu­yur­du ki: "Kar­deş­le­rim, şu za­man­da, imam­lık, mü­ez­zin­lik, ve­zir­lik ve ket­hü­dâ­lık gi­bi me­su­li­yet ge­ti­ren hiç­bir iş­te va­zi­fe al­ma­yın! " Mu­ham­med bin Vâ­si' bu­yur­du ki: "Kı­yâ­met gü­nün­de he­sap için ilk çağ­rı­la­cak olan­lar ka­dı­lar­dır. On­lar, pek azı müs­tes­nâ, kur­tu­lu­şa ere­me­ye­cek­ler­dir. Bun­la­ra yar­dım­cı olan­lar da mes'uli­ye­ti­ne or­tak­tır!" İmam-ı a'zam Ebû Ha­ni­fe haz­ret­le­ri­ni baş ka­dı­lık va­zi­fe­si­ni ka­bul et­me­si için zor­la­dık­la­rı za­man, O bu­nu red­det­miş­ti. Bu se­bep­le onu hap­set­ti­ler. Ka­dı­lı­ğı ka­bul ede­rek ken­di­le­ri­nin em­ri­ne gir­me­si için onu, ha­pis­ten çı­ka­rıp her gün so­pa sa­yı­sı­nı ar­tı­ra­rak gün­ler­ce döv­dü­ler. O, ba­zı gün­ler, ye­di­ği da­yak­la­rın te'si­riy­le bir ço­cu­ğun ağ­la­ma­sı gi­bi ağ­lar, fa­kat ya­pı­lan tek­li­fi de red­de­der­di. Son­ra şöy­le söy­le­me­ye baş­la­dı: "Ni­ce hak var­dır ki, onu ka­dı ip­tal eder! Ve ni­ce bâ­tıl var­dır ki onu ka­dı hak ye­ri­ne kor!" Bu ha­di­se şöy­le ol­muş­tu: Ab­ba­si ha­li­fe­le­rin­den Ebu Ca­fer Men­sur'un adam­la­rı, İmam-ı a'zam haz­ret­le­ri­ne kâ­dı-ıl ku­dat, ya­ni baş ka­dı­lık tek­lif et­ti­ler. O da, "Ben ka­dı­lık ya­pa­mam" bu­yur­du. Ya­lan söy­lü­yor­sun, de­di­ler. Eğer ya­lan söy­lü­yor­sam, ya­lan­cı­dan ka­dı ol­maz. Doğ­ru söy­lü­yor­sam ka­dı­lık ya­pa­mam di­yo­rum, bu­yur­du. Çok tak­va eh­li olup, hak ge­çer kor­ku­su ve dün­ya ma­ka­mı­na kıy­met ver­me­di­ği için ka­bul et­me­di. Zin­da­na atıl­dı. Kam­çı ile dö­vül­dü. Her gün on kam­çı art­tı­rıl­dı. Kam­çı sa­yı­sı yüz ol­du­ğu gün şe­hit ol­du. Mes­rûk haz­ret­le­ri, "Çok­ça ha­ram yi­yen­ler­dir on­lar." (Mâi­de, 42) meâ­lin­de­ki âyet-i ce­li­le­si hak­kın­da: "Bu ha­ram­lar, ka­dı­la­ra ve­ri­len he­di­ye­ler­dir" der­di. Ha­dis-i şe­rif­ler­de bu­yu­rul­du ki: "İmam olan, Al­lah'tan kork­sun, imam­lık et­tik­le­ri­nin so­rum­lu­lu­ğu­nu yük­len­di­ği­ni bil­sin! Eğer imam na­ma­zı ek­sik­siz kıl­dı­rır­sa, ce­ma­atin se­va­bı ka­dar da ima­ma se­vap ve­ri­lir. Eğer ek­sik kıl­dı­rır­sa, gü­na­hı yal­nız ima­ma olur.", "Si­zin için Dec­cal'dan da­ha çok, sa­pık imam­lar­dan kor­ku­yo­rum." Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.