Hazreti Lokman Hakîm, oğluna nasihatlerinde şunları söylemiştir: "Ey oğul! Mideyi doldurduğun zaman fikir uyur; hikmet dilsizleşir. Azalarsa ibâdetten bıkıp otururlar!" Bir hikmet ehli "Nefsimi hangi bukağı ile bağlayayım?" diyen birisine şöyle buyurmuştur: "Nefsini açlık ve susuzlukla bağla... Şöhreti terk etmek ve itibarlı olmayı bırakmak sûretiyle de onu Allah'a karşı zelil et! Nefsine karşı daima uyanık bulunmak sûretiyle onun zararlarından kurtul! Onun arzularına karşı durarak tehlikelerden kurtul!" Ebubekir bin Abdullah el-Müzenî şöyle demiştir: "Allahü teâlâ şu üç sınıf insanı sever: 1- Az uyuyanlar. 2 - Az yiyenler. 3- Az istirahat edenler..." Ebu Süleyman ed-Dârânî şöyle der: "Akşam yemeğinden bir lokma az yemek benim için bütün bir geceyi sabaha kadar ibâdetle ihyâ etmekten daha sevimlidir. Açlık Allah nezdinde onun hazinesindendir. Onu ancak sevgili kuluna verir." Sehl et-Tüsterî şöyle buyurmuştur: "Çok yiyen kimse üç durumda kötülenmiştir. Şöyle ki; ibâdet ehlinden ise gevşer, çalışkan bir kimse ise âfetlerden kurtulamaz; kendisine bir şey teslim edilen kimselerdense Allah rızası için nefsine karşı adaletli davranmaz." Kısacası insanların helâk olmasının sebebi dünyaya karşı olan hırslarıdır. Bu hırsın sebebi de çok yemek ve cinsel arzudur. Şehvetin kaynağı ise mideyi doldurmaktır. Bütün bu durumlar, az yeme sayesinde kökünden kazınır ve bertaraf edilir. Bu durumlar cehennemin kapılarındandır. Onların kapatılması da cennet kapılarının açılması demektir. Nitekim Hazreti Peygamber şöyle buyurmuştur: "Cennetin kapısını açlıkla çalmaya devam ediniz!" Allahü teâlâ, münâcat için kendisine yaklaştırdığı zaman Hazreti Musa da önce otuz, sonra da on gün olmak üzere toplam kırk gün yemeyi terk etmişti. Nitekim Kur'anda da böyle vârid olmuştur; çünkü Musa aleyhisselamın geceleyin niyet etmeksizin geçirdiği bir gün, on gün arttırıldı. Tevrat'ta şöyle yazılıdır: "Allah'tan kork ve karnını doyurduğun zaman açları hatırla!" Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr