Mirâc gecesi hediyeleri...

A -
A +

Sevgili Peygamberimizin mirâcı geceleyin meydana geldiği için, "gece yolculuğu ettirilmek" manasında bu olaya "İsra" denmiş, bu mübarek kelime aynı olayı anlatan ayetle başlayan "İsra" suresinin de adı olmuştur. Mi'rac ise yükseğe çıkmak manasında olarak merdiven, yani Resul-i ekrem efendimizin varlık ufuklarının üstüne, yüce makamlara yükselmesi demektir. Nitekim mirac olayında sevgili Peygamberimiz, "Yükseğe çıkarıldım" buyurduklarından, bu hadise mirac diye anılmıştır. Bu davet ve mirac işi, Peygamber efendimizin kendisini en yalnız ve en çok üzgün hissettiği bir zamanda olmuştur. Zira Taif'ten müteessir olarak dönmüştü. Sonra 25 yıllık biricik hanımı ve en yakın destekçisi Hazreti Hatice validemizi kaybetmişti. Bundan bir müddet evvel de amcası Ebu Talib vefat etmişti. Artık Mekke müşriklerine karşı onu himaye edecek kimse de kalmamıştı. Hem kendisine, hem Eshabına uygulanan baskılar, münasebetleri kesmeler, ezalar ve cefalar, haddi hududu aşmıştı. YÜCE DİN YOK EDİLMEK İSTENİYORDU Müslümanların bir kısmı da Peygamber efendimizin izni ile Habeşistan'a göç etmişlerdi. On bir yılı aşkın bir zamandan beri devam eden iman ve küfür mücadelesinde inananların sayısı pek fazla değildi. Çoğunluğu inanmayanlar teşkil ediyordu. Hülasa ebedi hayat verecek yüce din yok edilmek isteniyordu. İşte bu olup bitenlerin içinde, çok üzgün halde bulunan Peygamberimize, bütün bu tehlikeli günlerin sona ermek üzere olduğunu, hicret olayı ile İslam tarihinde yepyeni bir huzur ve sükun devrinin açılmak üzere bulunduğunu müjdelemek ve gönlünü almak için, onun melekut âlemini seyredeceği ve yüce Mevla'dan yeni emirler telakki edeceği mübarek gece gelip çatmıştı. Peygamber efendimiz bu gece Cebrail aleyhisselamın geçemediği noktayı geçmiş, arada vasıta olmaksızın bilinmeyen bir şekilde mekansız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allahü teâlâyı görmüş ve konuşmuştur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: "Allahü teâlâ, dünyada görülmez. Bu dünyada bu nimet nasip olsaydı, herkesten önce Hazreti Musa görürdü. Peygamberimiz Miracda bu devletle şereflendi ise de, bu dünyada değildi. Cennete girip oradan gördü. Yani ahirette görmüş oldu. Dünyada iken, ahirete karıştı ve gördü." Beş vakit namaz burada farz kılınmıştır. Ayrıca, iman esaslarıyla ilgili Bekara suresinin son iki ayeti ve ümmetinden şirk koşmayanların Cennete gireceği müjdesi, Peygamber efendimizin mirac dönüşü biz ümmetine getirdiği en değerli armağanlardır. Yine bu gecede bizzat Allahü teâlâ tarafından Peygamber efendimize vahyedilen ve O'nun şahsında bize öğretilen bazı tutum ve davranışlar hakkında ilahi vecibeler bildirilmiştir. "KÖRÜ KÖRÜNE TAKILIP GİTMEYİN!" Bu vecibeler İsra suresinin 23. ila 39. ayetleri arasında belirtilen 12 maddeden ibarettir ve şunlardır: "Allaha hiçbir surette şirk koşmayın! Anne ve babanıza hürmet ve itaat edin! Hısım ve akrabaya, fakir ve yoksullara, gurbette kalmış kimselere, yolculara yardım edin! Geçim endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin! Yetimlerin mallarına dokunmayın! Onlara hoş muamele edin! Zinaya yaklaşmayın! Haksız yere kimseyi öldürmeyin! Verilen sözü tutun! Ölçü ve tartıda doğruluğa dikkat edin! Bilmediğiniz bir şeyin ardına körü körüne takılıp gitmeyin! Yeryüzünde kibir ve gurur taslayarak yürümeyin!" Bu mucizeyi zaman ve mekan mefhumlarıyla açıklamak ve akıl ile izah etmek mümkün değildir. İlahi kudretin ve Peygamberlik mertebesinin ne demek olduğunu idrak edebilenler, bu hadisede bir gariplik görmezler. Allah ve Resulüne inananlar mucizeye de inanırlar. Ayet-i kerime ile sabit olan, Resulullahın bedenen Mekke'den Beytül-mukaddes'e götürüldüğüne inanmayan dinden çıkar. Sahih hadis-i şeriflerle sabit olan, göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan ise, dalâlet fırkasından olur; "fırka-i nâciye" denilen Eshab-ı kiramın yolundan ayrılmış olur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.