Atıldığı kuyudan su almak için gelen bir kervancı tarafından çıkarılan ve Mısır'a götürülerek bir köle diye satılan Yusuf aleyhisselâm, Mısır Maliye Nâzırı tarafından satın alındı. Maliye Nâzırının sarayında özel olarak büyütülen Yusuf aleyhisselâm, nâzırın hanımı Züleyha'nın arzusuna karşı geldiği için, iftirasına uğradı ve zindana atıldı. Zindanda uzun müddet kaldıktan sonra, Mısır Melikinin gördüğü bir rüyayı tabir ederek, yedi yıl bolluktan sonra yedi yıl kıtlık olacağını haber vermesi üzerine, zindandan kurtuldu ve Mâliye Nâzırı oldu. Yusuf aleyhisselâm bereket yıllarında bol bol erzak depo ettirdi. Yedi yıllık bir bolluktan sonra Mısır ve civarındaki ülkelerde kıtlık ve kuraklık oldu. Hiçbir yerde tedbir alınmadığından, Mısır'dan başka hiçbir ülkede buğday kalmadı. Bunu öğrenen insanlar, akın akın Mısır'a gelmeye başladılar. Ne kadar kıymetli mal ve elbiseleri varsa buğdayla değiştiler. Yakûb aleyhisselâm, Bünyamin dışındaki oğullarını buğday ve erzak almak üzere Mısır'a gönderdi. Yusuf aleyhisselâm onları tanıdı ve ikramlarda bulunarak erzak verdirdi. İkinci defa gelişlerinde kardeşlerini de getirmelerini söyledi. Yakûb aleyhisselâmın oğulları Mısır'a ikinci gelişlerinde babalarını ikna ederek kardeşleri Bünyamin'i de getirdiler. Yusuf aleyhisselâm kendi ana ve baba bir kardeşi olan Bünyamin'i Allahü teâlânın bildirdiği bir tedbirle yanında alıkoydu. Üçüncü defa Mısır'a gelişlerinde, Yusuf aleyhisselâm kendini kardeşlerine tanıttı. Gömleğini babası Yakûb aleyhisselâma gönderdi. Babasını ve bütün akrabalarını da Mısır'a davet etti. Yakûb aleyhisselâm gömleği yüzüne, gözüne sürünce gözleri açıldı. Yusuf aleyhisselâm babasına ve akrabalarına kavuşunca, onlara büyük ikramlarda bulundu. Kardeşlerini affettiğini bildirdi. Yakûb aleyhisselâm Mısır'a vardığında, bir cuma gecesi seher vaktinde kalkıp namaz kıldıktan sonra ellerini semaya kaldırıp cenâb-ı Hakka yalvardı ve oğullarının bağışlanmasını diledi. Çünkü o, Kenan diyarındayken oğullarına; Hazreti Yusuf'un affetmesinden sonra günahlarının bağışlanması için istigfâr edeceğini bildirmişti. Hazreti Yusuf'la görüşüp, onun da kardeşlerini affettiğini görünce şu niyazda bulundu: "Allahım! Yusuf için feryatlarımı, onun ayrılık ve hasretinden olan sabrımın azlığını ve oğullarımın kardeşlerine yaptıklarını magfiret eyle." Yakûb aleyhisselâm bu duâyı ettiği sırada, babalarının arkasında ayakta duran Hazreti Yusuf ve kardeşleri de "Âmin" diyerek ağlıyorlardı. Cebrail aleyhisselâm gelip, magfiret olunduklarını bildirdi.