Müjde gerçekleşiyor

A -
A +

İbrahim aleyhisselamın hanımı Hazreti Sâre, meleklerin çocuğu olacağını bildirmeleri üzerine, hayrete kapılarak ellerini yüzüne kapayıp, "Hayret, benim mi çocuğum olacak? Ben artık ihtiyarladım. Çocuk doğuracak hâlde değilim! Üstelik benim kocam da ihtiyarlamıştır. Bu görülmemiş bir iştir." dedi. Hazreti Sâre'nin bu sözleri üzerine melekler, şu cevabı verdiler: "Sen Allahü teâlânın emrine mi, takdirine mi şaşıyorsun? Muhakkak Allahü teâlâ neyi dilerse, o olur. Allahü teâlânın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizedir. Şüphesiz ki, Allahü teâlâ, kendisine şükür ve hamd edilmesini gerektiren işleri yapar, yaratır. Onun kullarına hayrı ve ihsanı pek çoktur. O kerem sahibidir. Sizi de nice nimetlere kavuşturmaya kâdirdir." Bu hususta Hazreti İbrahim de meleklere demişti ki: - Benim bu ihtiyarlığımda bana evlât mı müjdelersiniz? Ne acayip müjdedir. - Biz seni hak ile müjdeledik. Sen Hakkın rahmetinden ümit kesme. - Allahü teâlânın rahmetinden kim ümit keser ki? Ancak, Allahü teâlânın rahmetinin bolluğunu bilmeyen azgınlar ümit keserler. Hazreti İbrahim ve Hazreti Sâre'nin bu habere şaşmalarının sebebi, itiraz için değildi. Çünkü onlar, Allahü teâlâya iman etmişlerdi ve şaşırmalarının sebebi; hiç görülmediği hâlde, bilinenin ve âdetin dışında olarak, çok yaşlı kimselerin çocuğunun olacağı idi. İbrahim aleyhisselâmın Allahü teâlânın emirlerine gösterdiği sadakat ve ihtimam sebebiyle, böyle yaşlı iken, Allahü teâlâ ona bir çocuk daha ihsan eyledi. Nitekim Kur'an-ı kerimde mealen şöyle buyuruldu: "Bir de ona salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak'ı müjdeledik. Kendisine ve İshak'a bereketler verdik. Her ikisinin soyundan mümin olan da var, nefsine apaçık zulmeden kâfir de var." (Saffat 112 - 113) Meleklerin bu müjdesi, Lût kavminin helâk olduğu gece idi. Çok geçmeden Hazreti Sâre hamile kaldı. Doğan çocuğa müjde esnasında, annesi sevinç ve taaccüple güldüğü için İbranice'de "gülüyor" manasına gelen İshak adını verdiler. Babası, Hazreti İshak'ı yedi günlük iken sünnet etti. İbrahim aleyhisselâm, büyük oğlu Hazreti İsmail'e okuduğu gibi ona da; "E'ûzü bikelimâtillâhittâmmâti min külli şeytanin ve hâmmetin ve min külli aynin lâmmeh" duâsını okurdu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.