Namazın farkı

A -
A +

İnsanların ve meleklerin, Kâbe'nin şekline, sûretine secde ettikleri gibi, insanların ve meleklerin hakîkatleri, asılları da, Kâbe'nin hakîkatine secde etmektedir. Dünyada olan terakkîler, yükselmeler ve zuhûrlar, görünüşler, mahlûkların hakîkatlerinin sonuna kadardır. İlâhî hakîkatlerden nasîb almak, ancak âhırette olacaktır. Dünyada bunlardan nasîb, ancak namazdadır ki, namaz, müminin mi'râcıdır. Yani dünyadan âhırete yükselten bir merdiven gibidir. Namazda sanki dünyadan çıkıp, âhırete gidilir ve âhırette kavuşulacak olan şeylerden haz, zevk alınır. Namazda bu devletin hâsıl olması, Kâbe'ye dönüldüğü içindir. Çünkü orası, ilâhî hakîkatlerin zuhûr ettiği yerdir. Kâbe, dünyada şaşılacak bir şeydir. Görünüşte dünyadaki evlerden biridir. Hakîkatte ise, âhırettendir. Kâbe dolayısı ile namazda da, bu hâl hâsıl olmuş, sûreti de, hakîkati de, dünya ve âhıreti kendinde toplamıştır. Namaz kılarken hâsıl olan hâller, namaz dışında hâsıl olan bütün hâllerin üstündedir. Çünkü bu hâllerin hepsi, zıl ve sûretten kurtulamamış, ne kadar yüksek ve kıymetli olsalar da, aslından nasîb alamamışlardır. Namazdaki hâller ise, aslından nasîblidir. Zıl ile yani gölge ile asıl ve birşey ile gölgesi arasında ne kadar fark varsa, bu iki hâl arasında da, o kadar fark vardır. Allahü teâlânın lutf ve ihsânı ile müminlere ölüm zamanında hâsıl olan hâl, namazdaki hâllerin üstüdür. Çünkü ölüm, âhıret hâllerinin başlangıcıdır. Âhırete yakın olan herşey, daha tamam ve daha üstündür. Çünkü dünyada sûret görünüyor. Âhıret ise, hakîkatin zuhûr ettiği yerdir. Bunun gibi, Allahü teâlânın ihsânı ile, mezârda hâsıl olan hâller, ölüm zamanında hâsıl olan hâllerden üstündür. Kıyâmet gününün hâli de, kabir hâline göre böyledir. Cennette görülenler, kıyâmet günündekinden daha tamam ve daha kâmildir. Âhıretdeki hâller, dünyadaki hâllerin, görünenlerin üstündedir. Bunların da en üstünü, hadîs-i şerîfte bildirilen Cennettir. Hattâ dünya aslın, hakîkatin zuhûr edeceği, görüneceği yer değildir. Dünyaya mahsûs olan, zıllerin, benzerlerin görünmeleri, dünya işlerindendir ve hakîkatte, mahlûklara, mümkinlere âit şeylerdir. Bu dünyada olan her şey, sûret ve hayaldir. Dünya âhıretin tarlasıdır ve tohum ekecek zamandır. Matlûbu burada aramak, boşuna uğraşmaktır. Ele bir şey geçmez. Yâhut başka şeyleri matlûb sanarak, insan rü'yâ ile, hayal ile oyalanıp kalır. Nitekim birçok kimse, bu hâle düşmüştür. Dünyada asıldan haber veren yalnız namazdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.