Cenab-ı Hakkın takdirine hakkıyla razı olanlardan biri de Eyyûp aleyhisselamdı. Allahü teâlâ, Eyyûb aleyhisselâmın bedenine bir hastalık vermişti. Hastalığı gittikçe şiddetlendi. Yakınları, akrabâları O'nu yalnız bırakmışlar, kimse yardım etmiyordu. Sadece sadâkatli, şefkatli hanımı Rahime Hâtun O'nu terk etmemişti. Eyyûb aleyhisselâm da hastalığından hiç şikâyet etmiyor, Rabbine hamdediyordu. Şeytan, Eyyûb aleyhisselâma tesîr edemeyeceğini anlayınca, bu defa o beldenin halkına gidip: "O'nun hastalığı çok bulaşıcıdır. Yanına giderseniz, hemen size geçer. O'ndan uzak durun, O'nu şehirden çıkartın!" dedi. Rahime Hâtun, Eyyûb aleyhisselâmı sırtına alıp, şehir dışına çıktı. Kumluk bir yerde durdu. Kumları yere yaydı. Taşın birini de yastık yapıp Eyyûb aleyhisselâmı oraya yatırdı. Sonra, saplardan ufak bir kulübe yaptı. Eyyûb aleyhisselâm, kulübesinde sıkıntı, ızdırap içinde olmasına rağmen, hâline sabrediyor, yoldan gelip geçenlere nasîhat ediyordu. Rahime Hâtun, iplik eğirerek geçimlerini sağlıyordu. Bir gün Rahime Hâtun dedi ki: "Senin için Allahü teâlâdan sıhhat ve âfiyet isterim!" Eyyûb aleyhisselâm, "Ey Rahime, Allahü teâlâ bizlere ni'metler verirken, biz O'ndan gelen belâlara niçin sabretmeyelim!" buyurdu. Hazret-i Eyyûb'un bu sıkıntılı hâli yedi yıl sürdü. Bir gün hanımı Rahime Hâtun dayanamayıp dedi ki: "Cenâb-ı Hakka duâ etsen de bu dertleri senden alsa! Sen Allahın sevgili kulusun. Duânı reddetmez." "Yâ Rahime, bizim sıhhat ve âfiyetle geçen günlerimiz ne kadardı?" Seksen yıl idi, diyen Rahime Hâtuna, Eyyûb aleyhisselâm "Ey Rahime! Sıkıntılı günlerim, sıhhat içinde geçen günler kadar olmadıkça, Allahü teâlâya duâ etmekten hayâ ederim" dedi. Eyyûb aleyhisselâmın hastalığı yıllarca sürdü. Bir gün ikindi vakti, Allahü teâlâdan lütûf müjdesi ulaştı. Cebrâil aleyhisselâm çıkageldi ve Allahü teâlâdan; "Ey Eyyûb! Belâ verdim sabrettin. Şimdi ben sıhhat ve ni'met vereceğim" haberini getirdi. Allahü teâlânın, "Ey Eyyûb! Ayağını yere vur. Çıkan sudan gusleyle ve soğuğundan iç!" emri üzerine Eyyûb aleyhisselâm, ayağını yere vurdu. İki su pınarı fışkırdı. Biri sıcak olup, yıkanmak için; diğeri soğuk olup, içmek için idi. Sıcağından guslettiğinde bedenindeki rahatsızlıklardan; soğuğundan içince de diğer hastalıklardan şifâ buldu. Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr